Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Ahlaki yargıyı askıya almak, romanın ahlaksızlığı değil, ahlakıdır.”
Bu kitapta birbirinden “marjinal” ya da kendi şahsına münhasır dört ana karakter bekliyor okuru. Franz’la Sabina, Tomas’la Tereza arasındaki erotizmin baskın olduğu garip ilişki yumağı okuru, ister istemez kısır günündeki teyzelerin yanına ışınlıyor. Kendinizi onlar gibi söylenirken bulabiliyorsunuz. Ama Kundera’nın karakterleri sadece bu mu? Bu soruyu soruyorum, çünkü kitapla ilgili yorumlarda baskın olarak kullanılan +18 ibaresi bana, bunun kitabın önüne geçip, nasıl da gerindiğini fark ettiriyor. Kiitabın erotik bir zemini olduğu gerçek. Ama Kundera kitaplarında erotizm her zaman vardır ve fakat, o asla yalnız değildir. Felsefenin kucağında pışpışlanır, politikanın kolları ona sıkı sıkıya sarılır. Tek başına varolmak, erotizme de bağışlanmamış bir özellik olduğundan!! Bu konunun başka bir boyutunu daha düşünmeye davet etmek isterim: “Ahlaki yargıyı askıya almak, romanın ahlaksızlığı değil, ahlakıdır.” Bu cümle Kundera’ya ait. Çünkü o yarattığı karakterler ya da okurlarının üzerinde bir yerde durup ahlak üzerine ahkam kesecek, ithamlarda bulunacak bir pozisyon biçmiyor kendine. O, romanda bile özgür olmayacaksak, en saklı tuttuğumuz yanlarımızı romanda bile sereserpe konuşamayacaksak, roman ne işe yarar ki diye soruyor. Ve bence haklı bir soru. Dolayısıyla evet, Kundera romanları “ahlaksız” ve özgür ruhlu romanlar. Sevenleri bilir, ama henüz tanışmamış olanlar İçin düşüyorum bu notu. Bücürük ama kalın duvarların önünde havaya birkaç sıçrayış yapıp gördüğü bölüm pörçük görüntüleri gerçek diye satanların dünyası için biraz fazla büyük. Onlara meyletmeyiniz efenim. Sovyetlerin Çekoslovakya’yı işgali, onun yarattığı politik ve psikolojik bunalım, Kundera’nın ve dolayısıyla karakterlerinin üzerinde en fazla etki eden olay demek yanlış olmaz sanırım. Bu kitaptaki tüm karakterler, yirminci yüzyılın trajedileri, karamsarlığı, kaybolmuşluğuyla ete kemiğe bürünmüş. Onları sadece içinde bulundukları tarihin tükürüp attığı kişiler olarak değil, çocukluk travmaları ve takıntılarıyla da var edip önümüze atmış Kundera. Hem onları, hem de bizi hayatın anlamı ve anlamsızlığı içinde debelenirken sarıldığımız kavramlarla bir odaya kapatmış. Ağırlık, hafiflik, ihanet ve sadakat, aydınlık ve karanlık, tanrı ve insan, varoluşumuz, suç, günah.. Hepsini kucağımıza uzatmış. Bize de bunların gönlünü neyle nasıl eylesek diye dönüp durmak, mümkünse birkaç kabuğumuzu soyup atmak, değilse çırpınıp içinde durduğumuz denize yeni sıfatlar yakıştırmak kalmış. Biraz da, varoluşumuzu sindirimin son halkasıyla açıklandığı bölümde şapkamızı çıkarıp önümüze koymak, b.k imgesiyle dünyadaki her şeyin nasıl da acımasızca olası ve normal olduğunu düşünmek..Ah Milanku.. Bu kitabı ikinci okuyuşum..En sevdiğim Kundera kitabı bu sanıyordum, yanılıyormuşum. Kundera’nın en kült eseri diye belki, ezberden konuşuyormuşum. Ya da bu kitaptan bana kalanlar silikleştiği için doğru bir değerlendirme yapmaktan uzakmışım.
Görünmez Kentler
Görünmez Kentler
’de ne diyordu
Italo Calvino
Italo Calvino
: “Bir kentte hayran kaldığını şey onun yedi ya da yetmiş yedi harikası değil, senin ona sorduğun bir soruya verdiği yanıttır.” Bunun kitaplar için de geçerli olduğunu düşünmüşümdür hep. Bir kitapta hayran kaldığımız şey de onun harika olması falan değil, ki bu harika bir kitap, bizim ona sorduğumuz sorulara verdiği yanıtlar. Ve bana en çok soru sorduran ve aldığım cevaplarla beni en çok keşfe yollayan Kundera kitabının
Bilmemek
Bilmemek
olduğunu fark ettim. Yeniden keşfetmek ne güzel şey. Keyifle okuyun..
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · Can Yayınları · 201910,4bin okunma
··
2.444 görüntüleme
Seda okurunun profil resmi
Ellerine sağlık
Emel Keleş
Emel Keleş
, yine döktürmüşsün. Anımsatman sayesinde, Bilmemek incelemeni de okudum ve derhal, okumak için listeme ekledim...Cümlelerinden de şu güzel ve doğru sonuca vardım; "Herkesin kültü kendine!.." Ve benim hâlâ umudum var, Nobel göğüslemeden ölmemeli Kundera..
Emel Keleş okurunun profil resmi
Sahiden, herkesin kültü, herkesin harikası kendine☺️. Kundera’ya Nobel’i çoktan verirlerdi, ama reddedeceğini o kadar kesin bir dille belirtti ki, vermiyorlar. Gönlümüzde Nobel’li🥇
Sibel okurunun profil resmi
Kitabı çok uzun süre önce okumuştum, hatırlama amaçlı okudum incelemenizi. Rasyonel bir değerlendirme yapmanız çok hoşuma gitti. Elinize sağlık.
Emel Keleş okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.