Hadi annemin mezarını açalım. Bakalım hâlâ babamı seviyor
mu? Babam hâlâ ona limonlu parafinli şekerler veriyor mu?
"Sus bakalım. Küçük kızlar karışmazlar böyle şeylere."
Tamam. Peki. O zaman seni bu yoksul mahallenin
karmakarışık mezarlığında bir çukur açıp içine bırakacağım.
Üzerindeki bütün giysileri ve inci kolyeyi ve omzundaki
melekleri ve gözlerindeki suçluluk duygusunu soyup
çıkaracağım. Seni bir kefene bile sarmayacağım. Üzerinde
hiçbir şey olmayacak. Kızın, geçmişin, torunun, geleceğin...
Seni başının altına bir tahta bile koymadan, hiç de derin
olmayan bir mezara gömeceğim. Kuyruksuz köpekler çok
geçmeden kokunu alıp gelirler. Eğer damarlarında akan bir
gıdım kan varsa ve kalbin hâlâ lezzetliy-se... parça... parça...
pa.rça... seni köpekler parçalayacak. Kuyruksuz köpekler