Maksim Gorki’nin otobiyografisini oluşturan üçlemenin ilk kitabı “Çocukluğum”. Yazarın adının son zamanlarda birkaç yerde karşıma çıkması, en son okuduğum kitap “Tutunamayanlar”da da bahsedilmesi bende okuma isteği uyandırdı.
Kitabın adından da anlaşılacağı üzere, çocukluk yıllarını anlatan yazar çok akıcı, yalın bir dil kullanmış.. Su gibi akıp gidiyor, bir anda bitiyor kitap. ”Çocuğun” gözünden bakmak son derece dokunaklı olmuş.
Kitabı okumadan önce, Rusça’da “acı” anlamına gelen “Gorki”nin aslında yazarın gerçek ismi olmadığını, kendisine sonradan taktığı bir isim olduğunu öğrendim ve hayatının acılarla dolu olduğunu tahmin ederek başladım okumaya.
Küçük yaşta babasını, daha sonra annesini kaybeden Aleksey’in dedesinin evinde geçirdiği, şiddet, yokluk, sevgisizlikle geçen çocukluğunu okuyacaksınız. Bu korkunç hayatta kendisine bir şans olarak verilmiş şefkat dolu ninesine karşı büyük bir sevgi besleyeceksiniz. 1800’lü yıllardaki Rusya’nın sert hayatına tanıklık edeceksiniz.
Üçlemenin diğer iki kitabını da en kısa zamanda okumayı ümit ediyorum.
Tavsiye ediyorum.