Kitabın başlarında Kafka ve Nakata arasında nasıl bir bağlantı olabileceğini, niye bu iki karakteri böyle derin bir şekilde okuduğumuzu düşünerek başladım, fakat sonra akışa kaptırdım kendimi. Zaten hikayenin ilerleyen kısımlarında ortaya çıkacaktır dedim ve gerçekten de öyle oldu. Fakat burada bunu anlatamam okuyup görmeniz gerekir her şeyi.
Kitap o kadar akıcıydı ki, işe gitmek zorunda olmasam 650 sayfalık kitabı aynı gün bitirirdim. Yazarın dili, olayların akıcılığı ve uyandırdığı merak hissi, karakterler ve onların kendine has dilleri beni kitabın içine çekti ve hiç bilmediğim Japon kültürünü hissederek okudum. Üstelik hem Kafka'nın hem Nakata'nın hikâyelerini fazlasıyla içselleştirip sanki kendim de onlarla beraber yaşar gibi okudum. Bazı noktalarda mutlu oldum, bazılarında üzüldüm, bazılarında acı çektim, bazılarında sevindim ama yaşadım diyebilirim rahatça.
Hatta belki de biraz abartarak söylüyorum ama şu ana kadar okuduğum en iyi kitabı artık değiştirip Sahilde Kafka demem gerekebilir. O kadar beğendim kitabı. Yine de son 150 200 sayfası biraz karışık, durağan ve sanki uzatılmış hissi verdi söylemeden geçemem bunu da. Buna rağmen kitap bittiğinde bir parçam eksilmiş gibi hissettim, neden bitti ki diye sorguladım. Herkese kesinlikle öneriyorum, muazzam bir kitaptı.
(Sadece kitabın içinde fazla olmasa bile biraz da erotizm olduğu için bundan hoşlanmayacaksanız hiç okumayın diyebilirim çünkü kitaptaki kehanet biraz da buna dayalı.)
