"İşte öykü bu dehşet verici sahneyle son bulunca, kapalı olan zihin gözeneklerimden birkaçının açıldığını hissettim ben ve aşk adı verilen coşkunluğun hem ne kadar anlamlı, hem ne kadar anlamsız bir şey olduğunu düşündüm. Sonra, ilk kez, insan denen yaratığın kendi gövdesinin sınırlarında bitmediğini, hayvanlara, bitkilere, dağlara ve denizlere doğru genişleyip gittiğini düşündüm. Sonra, gördüğümüz her şeyi içimizde taşıdığımızı, gördüğümüz her şeyin ağırlığını ağırlığımıza eklediğimizi düşümdüm. Sonra, asıl trajedinin herkesin haklı olduğu durumlardan doğduğunu düşündüm. Daha doğrusu, öykü düşündürdü bana bunları."