Gönderi

Bediüzzaman’ın Gâyesi Neydi?
Gâyesinin ne olduğunu şu şekilde dile getirir: “Bir tek gayem vardır: O da mezara yaklaştığım bu zamanda, İslâm memleketi olan bu vatanda Bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz. Bu ses, âlem-i İslâm’ın iman esaslarını zedeliyor. Halkı, bilhassa gençleri imansız yaparak kendisine bağlıyor. Ben bütün mevcudiyetimle bunlarla mücadele ederek gençleri ve Müslümanları imana davet ediyorum. Bu imansız kitleye karşı mücadele ediyorum. Bu mücahedem ile inşâallah Allah huzuruna girmek istiyorum, bütün faaliyetim budur. Beni bu gayemden alıkoyanlar da korkarım ki Bolşevikler olsun! Bu iman düşmanlarına karşı mücahede açan dindar kuvvetlerle el ele vermek, benim için mukaddes bir gayedir. Beni serbest bırakınız. El birliğiyle, komünistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına, Allah’ın birliğine hizmet edeyim.” (
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
,
Şualar
Şualar
, s. 497 - 498) Ne muazzam bir îman! Ne kutlu bir dâvâ! Ne mübârek bir gaye! Evet, hayatının gâyesi buydu. “…gençleri ve Müslümanları îmana davet ediyorum” (
Şualar
Şualar
, s. 497) sözü bize “Yâ eyyuhellezîne âmenû âminû…” diye başlayan “Ey îman edenler!… îman edin.” (Kur’ân-ı Kerîm, Nîsa Sûresi, 136. Âyet-i Kerîme Meâli/
Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Meali
Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Meali
) meâlindeki âyeti hâtıra getiriyor. Yani o îmanın hakkını vererek, sebat ile hakkıyla iman etmemiz belirtiyor.
Abdulkadir Çelebioğlu
Abdulkadir Çelebioğlu
nuranimudafa.com/post/iftiralari...
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.