Gönderi

O karanlık, soğuk şehir, o gürültülü, kasvetli yalnızlık bir anda eriyip yok oldu, tek işi öylece durup gelebilecek herkesi beklemek olan biri çıkıp insanı kurtararak bütün buzlarını çözebiliyordu; tekrar özgürce nefes alıp o çelik zindanın ortasında yaşamın aydınlık hafifliğini tekrar hissedebiliyordunuz. Bunu bilmek, pek çok elin dokunuşuyla aşırı kirlenmiş, yaşlılıktan katılaşmış, aşınmış da olsa, korkularından kurtulmak için tutunabiliecekleri, sarılabilecekleri herhangi bir şeyin olduğunu hissetmek yalnızlar için, kendi içine hapsolmuş insanlar için ne mucizevi bir şeydi. Benim o gece başım dönerek tekrar yüzeyine çıktığım yalnızlığın en dibine vurduğumda unuttuğum şey işte buydu, en sona kalan bu insanların bir yerlerde, son bir köşe başında, her türlü teslimiyeti karşılamaya, her türlü ateşi söndürmeye hazır hep bekliyor olduklarıydı, hem de her zaman hazır bekleyişlerinin sunduğu o müthiş şey karşısında, insani varlıklarının o büyük armağanı karşısında ölçüsüzce küçük kalan ufak bir para karşılığında.
Sayfa 51 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.