Gönderi

392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Akıl ve Tutku
Jane Austen'ın yayımlanmış ilk romanı olan Akıl ve Tutku'da olaylar, Elinor ile Marianne adlı birbirine zıt karakter özelliklerine sahip iki kız kardeşin duyguları ve düşünceleri çerçevesinde gelişiyor. Dönemin züppelerini ve paragöz soylularını alttan alta eleştirmeyi hiç ihmal etmeyen Jane Austen'ın sivri nükteleri bu defa gerçek aşk arayışındaki iki kız kardeşin başına gelen talihsizliklerin, bahtsız hadiselerin içine zekice serpiştirilmek suretiyle okura aktarılıyor. Elinor yaşça büyük, huy ve mizaç itibariyle de daha olgundur. Edepli bir insanda bulunması gereken, makul bir kişiliğin ön şartı olan hemen her meziyete sahiptir. Beklenmedik durumlar karşısında verdiği tepkilere ya da sergilediği davranışlara her daim aklının, mantığının kılavuzluğu doğrultusunda yön verir. Elinor'un kitap boyunca doğruyu yanlıştan, gerçeği sahteden, sadakati ikiyüzlülükten ayırma becerisinin aldığı kararlara doğrudan etki ettiğini, onu bittabi ahlaki açıdan da örnek alınması gereken bir sağduyu timsali yaptığına tanık oluyoruz. Elinor'un olgun tavırları onun gerek ahlaki kuralları, gerekse de nezaket kurallarını usulünce yerine getirmesini sağlarken bize aslında kitap boyunca doğru yola ancak aklın ışığında, aklın rehberliği vasıtasıyla ulaşılabileceği mesajı veriliyor. Henüz gençliğin verdiği toyluktan kurtulmamış diyebileceğimiz Marianne ise ablasının tam tersi özellikleri gösteriyor. Duygularını hiç utanıp sıkılmadan, başkaları ne der korkusuna kapılmadan coşkun bir biçimde dışa vurmasıyla; başkaları hakkındaki yargılarını olumsuz olsalar bile, görgü kurallarını hiçe saymak pahasına da olsa, çekinmeden açık sözlülükle dile getirmesiyle son derece tutkulu, hassas bir ruhu barındırıyor içinde. Gelgelelim mizacının bu yönü onun esef verici durumlar karşısında çok çabuk kendini kapıp koyvermesine, çok çabuk kederlenmesine yol açıyor. Kitapta yaşanan hemen her üzücü olayda, Marianne kederinin ağır yükü altında ezilerek kendini bile isteye acı çekmeye mahkum eder ve düşüncesizliği yüzünden kederini etrafındakilere de bulaştırır. Lakin bu gibi durumlarda Elinor'un takındığı tutum onunkinden hayli farklıdır. Elinor, ne kadar acı çekerse çeksin, ihtiyatlı davranışları ve öngörü yeteneği sayesinde acısını abartarak kendini yaralamaktan kaçındığı kadar, başkalarına üzüntü vermekten de kaçınıyor. Yani Jane Austen, Elinor karakteri üstünden sağduyuyu ve mantığı bir bakıma methediyor. Jane Austen'ın gösteriş düşkünü, cimri kibarlardan hiç hazzetmediğini eminim kitaplarını okuyan herkes bilir. Akıl ve Tutku'da da insanların maddiyata atfettikleri aşırı önemi inceden inceye kınadığını görmek mümkün. John Dashwood, Fanny Dashwood, Mrs. Ferrars gibi karakterler de bu eleştiri oklarının en bariz hedefi.
Aşk ve Gurur
Aşk ve Gurur
ile
Emma
Emma
'yı okuduktan sonra Jane Austen'dan üçüncü bir kitabı daha yine aynı zevkle, aynı hayranlıkla bitirmiş bulunuyorum. Öbür iki kitabıyla mukayese etmem gerekirse, Akıl ve Tutku'da duygu ve düşünce tahlillerine daha fazla yer verildiğini gözlemledim şahsen. Emma kadar komik bir eser olmadığı da bariz. Öte yandan, şiirsel dinginliğiyle kendini hiç sıkmadan okutturan ve içime huzur veren, baştan sona hayran kalınası ayrıntılarla bezenmiş bir kitaptı. Jane Austen her okuduğumda kaleminden ve üslubundan yayılan sıcaklık adeta içime işliyor. Bakalım sırada hangi kitabıyla buluşacağım...
Akıl ve Tutku
Akıl ve TutkuJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20246,6bin okunma
··
621 görüntüleme
anx okurunun profil resmi
Uç noktalarda yaşayan iki kardeş... Biri aklını seçiyor, diğeri tutkuyu. Konusu çok hoşuma gitti. Şirin beni biliyorsun senin önerdiğin veya incelediğin kitapları mutlaka kitap listeme eklerim. En yakın kitap alışverişimde bu ve diğer önerdiğin kitapları alacağım umarım. Aslında Jane Austen okumaya da senin sayende başlamıştım Aşk ve Gurur kitabıyla. Jane Austen'ın yazısını çok beğenmiş biri olarak bence ikinci bir kitabını okumak için geç bile kaldım. Ayrıca kitaptaki çatışmayı çok sevdim. İlgimi fazlasıyla çekti. Açıkçası ne kadar eleştirilirse eleştirilsin kaybolmuş bir kişiliğe veya ruha sahip olmaktansa eleştirilebilecek/ayıplanacak bir ruha sahip olmak mantıklı geliyor. Eminim kitap düşünce âlemimi de bir yönden etkileyecektir. Yazını da ayrıca çok beğendim. Bunu söylemeden geçemezdim💜 Kesinlikle su gibi yazın ile anlatmak istediğini karşındakine geçiriyorsun. Başka kitaplarda buluşalım 💕
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.