Gönderi

Zihnim hala karımın imgesine tutunuyordu. Aklımdan bir şey geçti: Hâlâ hayatta olup olmadığını bile bilmiyordum. Artık çok iyi öğrendiğim tek bir şey biliyordum: Sevgi fiziksel bir varlık olarak, sevilen kişiden çok daha öteye gidiyordu. En derin anlamını tinsel varlıkta, iç benlikte buluyordu. Onun gerçekten var olup olmadığı, yaşayıp yaşamadığı önemini bir ölçüde yitiriyordu. Karımın hayatta olup olmadığını bilmiyordum ve ögrenmemin hiçbir yolu yoktu (tutsaklık hayatım boyunca mektup almak veya göndermek mümkün olmadı) ancak o sırada bunun bir önemi kalmamıştı. Bilmem gerekmiyordu; hiçbir şey benim sevgimin gücüne, düşüncelerime ve sevdiğimin imgesine dokunamazdı. O sıralarda, karımın öldüğünü bilseydim sanırım bu bilgiden etkilenmeden kendimi yine onun imgesine verirdim ve onunla zihinsel olarak konuşmam da yine o kadar tatmin edici olurdu. "Beni kalbinde bir mühür gibi taşı, sevgi ölüm kadar güçlüdür."
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.