Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor. Belki de
sıradan ve vasıfsız bir şey gibi görüyor bunu. O da haklı.
Neredeyse tanıyan herkes sevmiş onu. Farklı boyutlarda elbet. Ama
bir şekilde sevmiş. Zaten onu birazcık tanıyan birinin kayıtsız
kalması, sıradan biri gibi davranması mümkün değil. Fakat ben ne
yapabilirim? Anlatamıyorum. Anlatamamamın sıkıntisı içimdeki
telaşı kat be kat artırıyor... Seni en çok ben seviyorum desem, en
başka ben seviyorum ve en başta, herkesten çok, en çok, en... Ne
en? Içimden geçenleri bilse koşup boynuma sarılır. Oysa sadece
anlatabildiğim kadarını biliyor. Anlatabildiğim kadarın.
Anlatabildiğim kadarıyla ne yapılabilir? Birer çay içilebilir belki..