Gönderi

Breuer aynaya yansıyan görüntüsünden nefret etti. (...) Ya o gözler! Breuer yumuşayıp gözlerinin içine baktı; gençliği hep orada bulurdu. Kendine göz kırptı. Sık sık yapardı bunu gözlerde yaşamaya devam eden on altı yaşındaki Josef'e (kendisi) göz kırpar, başını sallardı. Ama genç Josef bugün onu selamlamamıştı. Onun yerine kendisine bakan babasının gözerli vardı. Yaşlı, yorgun gözler, halka halka olmuş, kızarmış göz kapakları. (...) Breuer babasını daha sık düşünür oldu. Leopold Breuer öleli on yıl olmuştu. Josef'in şu anda bulundupu yaşından kırk iki yıl sonra, seksen iki yaşında ölmüştü. Aynayı bıraktı. Kırk iki yıl kalmıştı. Kırk iki yıl nasıl dayanacaktı? Kırk iki yıl daha yılların geçmesini bekleyecekti.
Sayfa 64 - AyrıntıKitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.