Gönderi

Saksıda Gizlenen
Sen günün ilk saatlerinin kırılganlığında, şen bir yüzle doğmuştun, biliyorum. Gün, güçlü soluğunu duyduğunu yadsımadı. Gökeller parmakların efsunla yunarak hayatın özsuyunu damlatacaktı dev sevgilerinin gözkapaklarına evrenin. Fısıltı yüreğinde sürüklendi katmerlendi. O bir gece geçilmezi geçtiğinde sayrılığın kapısına Nergisinin orta sarılığında ulaştı. Sonra renk akşamdan geceye geceden sabaha varış anları olmuştu. Kararlı ve yumuşak dokunuşlarla İçeri süzülmek üzre çiçeğine sessizce yalvarıyordu– Işık, ışık hangi titreşimde erermiş işitkenliğe? İç bahçelerini kurabilmiş kaç'a ağlasın yüreğim? Sarı yanıtladı; çağrı sunusu en içten, Bir aralıktan, İnince incecikti... Ar ovanın bitimsiz doğusunda kaynağa kavuştu, Orada, kendi pak görünümüyle kucaklaştılar.
Sayfa 34
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.