Gönderi

Tiyatro harabesine gelen çocuklar yanlarında bir sürü oyuncak getiriyorlardı ama bunların hiçbiri oynamaya elverişli değildi. Örneğin, kendi ekseni etrafında uzaktan kumandalı bir tank. Ya da bir çubuğun ucunda daire gibi dönüp durmaktan başka marifeti olmayan bir uzay roketi. Veya gözlerinde ışıklar yanarak paytak dolaşıp başını iki yana sallayan küçük bir robot bebek. Bunlarla nasıl oynanırdı ki? Bunlar elbette, Momo'nun arkadaşlarının, hele kendisinin hiç sahip olmadığı çok pahalı oyuncaklardı. En küçük ayrıntılarına kadar öyle ince duusnulerek yapılmışlardı ki çocukların hayal kurmalarını gerektiren bir yanları kalmamıştı. Böylece çocuklar, genellikle saatlerce oturdukları yerden onların dönmelerini, oturmalarını, dolaşmalarını, gezinmelerini seyrederek sıkılıyor ve akıllarına başka bir oyun da gelmiyordu. Sonunda hepsi eski oyunlarını özlüyordu. Birkaç tahta parçası, kutular, yırtık bir masa örtüsü ve belki bir avuç taşa birazcık da hayal karıştı mı, ah, ne oyunlar oynanırdı.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.