Gönderi

"İyi ama bu başın beynini almışlar!" Elebaşı balkondan seslenmiş: "Öyle... Fakat siz beyni ne yapacaksınız? Pişirmesini bilmezsiniz, ziyan edersiniz." Başka biri: "Peki, ya bu başların dili de yok!" diye haykırmış." Elebaşı aşağı doğru eğilmiş: " Canım, dilin size luzumu yok! Yemesini beceremezsiniz! " Bir üçüncüsü: " Yahu, bu kellerin gözlerini de çıkarmışlar! " Elebaşı ona da cevap vermiş: " Siz o gözün de nasıl kullanılacağını bilemezsiniz, vazgeçin ondan da... " Bunun üzerine halk beyinsiz, dilsiz, gözsüz kelleleriyle dağılmak üzereyken aralarında canından bezmiş biri: "Böyle başın da bana lüzumu yok!" diyerek boynuzundan tuttuğu kelleyi fırlatıvermiş. İşte o zaman herkesin şaşırdığı bir şey olmuş; hızla gidip sırça köşke çarpan kelle orada "Şangırt!" diye koskocaman bir gedik açmış. Halk her şeyden sağlam, hiçbir zamam yıkılmaz, kırılmaz bildiği o koskoca sırça köşkün bu kadar çürük olduğunu görünce ellerindeki kelleri birbiri ardına ona fırlatmaya başlamış, göz açıp kapayıncaya kadar tuzla buz olan sırça köşk çökmüş...
Sayfa 158Kitabı okudu
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.