Kaleme aldığım “Cennetin Doğusu” incelemesinden ziyade kitapla, tüm karakterleriyle vedalaşma metni olacak benim için... Bitmesini hiç istemediğim kitapların arasında yer aldı. Ve eminim bir gün, ikinci kez yine aynı heyecanla okuyacağım.
Hayatımızda bazı insanlarla kitaplarda tanışırız. Kimileri bize katılır. Lee ve Samuel Hamilton ömür boyu dostum kalacaksınız. Sohbetlerinizi, düşüncelerinizi, iç dünyanızı ve dış dünyaya bakışınızı deneyimlemek doyumsuzdu.
Ve elbette Lee nezdinde Steinbeck ile tanışmış olmanın hazzını da duydum. Zihnindeki odalardan birinin kapısını Lee ile aralayıp bize açmış.
Çoğunluk kitabın Habil ve Kabil'in öyküsü üzerine inşa edildiğini düşünsede Steinbeck açıklamasını net bir şekilde kitapta bize vermiştir.
“Dünyanın hikayesi ne?”
Bu sorunun üzerine düşünülmüş, sorgulanmış, varılmış bir sonuçtur; dünyanın tek bir hikâyesinin olduğu.
Kitapta şöyle geçmektedir:
“Çocuk sorabilir "Dünyanın hikâyesi ne?" Yetişkin bir adam veya kadın merak edebilir: "Dünya nereye gidecek. Sonu nasıl bitecek, bu arada, yeri gelmişken, hikâye neydi?"
Ben dünyanın bir, tek bir hikâyesi olduğuna inanıyorum; bu hikâye bizleri öyle korkutmuş ve esinlemiştir ki, bir Pearl White dizisinin içindeymişçesine hep düşünüp merak ederek yaşarız. İnsanoğlu hayatında, düşüncesinde, açlığında ve hırsında, cimriliğinde ve zalimliğinde ve aynı zamanda iyi kalpliliğinde ve cömertliğinde - bir iyilik-kötülük ağıyla kıskıvrak sarılmıştır. Bence tek hikâyemiz budur ve aynı hikâye bütün duygu ve akıl düzeylerinde tekrarlanır.
Erdem ve kötülük ilk bilincimizin atkısıyla çözgüsüydü, son bilincimizin de kumaşı olacak; üstelik kıra, ırmak ve dağlara, iktisat ve terbiyeye dayatabileceğimiz bütün değişikliklere rağmen. Bundan başka hikâye yoktur. Her adam, hayatının tozuyla toprağını üstünden silkeledikten sonra geriye sadece en zor ve açık seçik sorular kalacaktır:
İyi miydi, kötü müydü?
İyi mi yaptım, kötü mü?.. “
Dünyanın hikayesi belli, kahramanları bu hikayenin neresinde duracak?
Ve elbette iyilik ve kötülüğün dünyanın en eski, en bilinen öyküsü “Habil ve Kabil"i tüm çözümlemeleri ile romanı üzerinden yeniden yorumlayıp, yükseltiyor.
Steinbeck, “Hep bu kitabı yazmak istedim, bu kitabı yazabilmek için çalıştım, bu kitabı yazabilmek için dua ettim" demiş.
Ve tıpkı gökten inen vahiyleri kaleme alır gibi yazmış kutsal kitabını... Okuduğunuzda hissedeceksiniz tutkusunu, anlayacaksınız bu kitabın neden Steinbeck'in “Magnum Opus"u diye anıldığını.
Habil ve Kabil hikâyesinin dünyadaki kırılmayan döngüsünü tek seferde vermiş olsaydı bu kadar etkili olmayabilirdi. O kadar kalabalık ve güçlü karakterlerle bu döngüyü kurup bize sunmuş ki, bazı bölümlerde gerçekten dünyanın hikayesini okuduğum hissine kapıldım.
Lee, Samuel Hamilton ve Adam Trask bu kadim hikayeyi masaya yatırdığında Steinbeck bize de bir iskemle çekiyor. ;) En keyif verici kısmı bu dahil oluyorsunuz... Ve patlasın havai fişekler!..
Tanrı’nın mesajlarını insanoğlu yanlış anlamış olabilir mi?
“Timşel” (hükmedebilirsin)
İyiliği ve kötülüğü seçebilme hakkı sende...
Günaha hükmedebilirsin! Hikayeyi çerçeveler.
(Detaylarını vermeyeceğim çünkü okurken o heyecanı taşımanızı isterim. Merak eden olursa diye altta konuyla ilgili alıntıların linklerini paylaştım. )
Herkesin hayatında dostluğu, bilgeliği, ihtiyacınız olduğunda kılavuzluğuyla, dürüstlüğü, iyi niyeti, sevgi ve sadakati ile eşlik edecek Lee ve Samuel gibi insanların olmasını dilerim. Onları çok seveceksiniz.
Bahsettiğim gibi zengin ve güçlü karakterlere sahip kitap. Yalnızlığı ile kötülüğe tutunan bir Cathy karakteri var çok çok iyi işlenmiş. Karakterlerinin nesilleri değişirken, dünyanın nasıl değiştiğini, sanayileşmeden, iç savaş, Birinci Dünya Savaşını ve savaş gerçeğini bir de kendi kalemiyle yorumlamış.
Ayrıca bir çocuğun hayatında anne ve baba sevgisinin, ilgisinin, davranış ve tutumlarının doğrularıyla, yanlışlarıyla nasıl ve ne kadar etkin olduğu üzerine özellikle yoğunlaşmış.
Kitabın son sayfalarında şöyle bir soru cümlesi var;
"Bizi yaratan her kimse, sence çabalamaktan vazgeçer miydi?"
İyiliği de kötülüğü de tercih edebilirsin. Ama sadece tercih etmenin yetmeyeceğini, bunun için çabanın da gerektiğine ulaşıyoruz.
Muhteşem bir eser okudum onu kendime kattım. Biliyorum fazla gevezelik ettim ama paylaşmam lazımdı, kendimi borçlu hissettim. Özetle ve ısrarla tavsiyemdir. ;)
Herkese keyifli okumalar ve iyi günler dilerim.
“İyi miydi kötü müydü?
İyi mi yaptım kötü mü? “ Habil ve Kabil nasıl oluruz? Mutlaka okumak istedim, her biri düşündüren kelimelerinizle akıcı/etkileyici incelemeniz için teşekkür ederim.😍