Gönderi

İnsanlar yakalandıkları kötülükten kurtulmak için iki strateji geliştirirler: "Tanrı'yla yüz yüze gelmekten" kaçınır ve saklanırlar, yani yaptıklarının sonuçlarından -itiraf ve cezadan- kurtulmaya çalışırlar; ve mazeretler bulup olaydaki sorumluluklarını inkar ederek kendilerini temize çıkarmayı denerler. Adem kendini savunmak üzere suçu karısına yüklemek istemiştir. Sözlerinde kendisine kötü bir eş verdiği için alttan alta Tanrı'ya karşı bir serzenişi vardır: "Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim". Diğer yandan, kadın da ihanete neden olan entrikacıdan bahseder: "Yılan beni aldattı, o yüzden yedim". Günümüzde Kutsal Kitap çevirilerinde "aldatma" sözcüğü yerine "baştan çıkarma" kavramı sıkça kullanılmaktadır; ama bunların ikisi de bireysel sorumluluğu inkar ederek kendi suçunu reddetme çabasını ifade eder. Burada insanlık tarihindeki suçluluk duygusunu bastırmanın her zaman tekrarlanmış iki temel yolu karşımıza çıkmış oluyor: Olayda asıl rolü başkalarının oynadığı şeklindeki savunma (özgür seçim imkanı olmadan bir emri yerine getirmiş olma); ve yüksek bir düzeye ait karşı konulmaz güçlerin belirleyiciliğine işaret etme (kendi dinamiğine sahip metafizik ya da araçsal bir durumun var olması ve kişinin kendini bu etkiden kurtaramaması). Yaratılış miti daha önce benzeri görülmemiş bir olayı, günaha yol açan entrikayı anlatan ve insanların bilgi sahibi olma yetisi edindikten sonra suçlarından dolayı yaşadığı utancı dile getiren bir "psikolojik novelladır."
·
134 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.