Gönderi

O aksam mezarlığa gittim. Dondurucu bir rüzgâr vardı. Çevrede kimseler yoktu. Kocası olacak budalanın o saatte ininden çıkıp oralara geleceğinden korkmuyordum, başka kimsenin de orada işi yoktu. Yapayalnızdım, aramızda iki metre kadar yumuşak topraktan başka bir şey olmadığını da biliyordum; 'Onu bir kez daha kollarımın arasına alacağım, dedim. 'Eğer bedeni soğuksa, benim kuzey rüzgârından üşüdüğümü düşünürüm; eğer kıpırdamıyorsa, uyuyordur, derim.'
Sayfa 347Kitabı okudu
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.