Gönderi

Ümitsiz durum yoktur, ümitsiz insanlar vardır sözüne dair...
Mütareke Türkiye'sinde umutsuzluk egemendir. Kendi gücümüzle bir kurtuluş yolu bulunacağına inanılmamaktadır. Halk tükenmiştir. Bu nedenle en vatansever kişi ve kuruluşlar, kurtuluşu kendi gücümüzde değil, bizi yok etmek isteyenlerde aramak gibi çelişkilere düşmektedirler. Halk, savaştan yana değildir. Dağlar, asker kaçaklarıyla doludur. Mustafa Kemal Paşa, Samsun'dan Havza'ya giderken, 25 Mayıs 1919 günü bunun çarpıcı bir örneğine tanık olur. Yolda küçücük bir tarla parçasında çift süren bir köylüye rastlar, aralarında şu konuşma geçer: «Mustafa Kemal Paşa: Hemşeri, düşman Samsun'a asker çıkaracak. Belki buraların hepsini işgal edecek. Sen ise rahat rahat toprağı sürüyorsun? Köylü: Paşa, Paşa! Sen ne diyorsun. Biz üç kardaştık. İki de oğul vardı. Yemen'de, Kafkas'ta, Çanakkale'de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yarım adamım. Evde sekiz öksüz yetimle, üç dul kalmış kadın var. Hepsi de benim sapanın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da, yurdum da aha şu tarlanın ucudur! Düşman oraya gelinceye kadar benden hayır bekleme!"
Sayfa 909 - Tekin YayıneviKitabı okudu
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.