Gönderi

Genç adamın yalan söylediği o kadar barizdi ki. Fakat babam, “bu güzel habere karşılık dile benden ne dilersen” demez mi! Bezirgan da gayet pişkin, bir zamanlar derviş olmaya özendiğini ama madem hayat onu başka bir istikamete savurdu, Rumi gibi meşhur bir âlimin kaftanına sahip olmaktan memnun olacağını söyledi. Ve babam bunu duyar duymaz altın sırma işlemeli kadife kaftanını çıkarıp adama verdi. Bezirgan gidince dayanamadım, sordum: “Babacım, bu delikanlıyı hiç gözüm tutmadı. Niçin kaftanınızı ona verdiniz? Yalan söylediği her hâlinden belliydi.” Babam dalgın dalgın gülümsedi. “Şems’in hayatta olduğunu söyledi ya. Böyle bir yalanın bedeli bir kaftan vermişim, fazla mı? Düşünsene ya doğru olsaydı dedikleri, ya hakikaten Şems hayatta olsaydı? O zaman değil kaftan, canımı verirdim!”
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.