Gönderi

Muhakkak ki bu savaşın alanı yalnızca yeryüzüyle sınırlı değildir ve yalnızca dünya hayatıyla da sınırlı değildir. Aynı şekilde savaşın şahitleri da nesillerden bir neslin insanlarıyla sınırlı değildir. Mele-i Âlâ da yeryüzündeki bu olaylara katılır, görür ve onlara şahitlik eder. Bu olayları, yeryüzü nesillerinden biri veya hepsi için yürürlükte bulunan ölçünün dışında başka bir ölçüyle değerlendirir. Mele-i Âlâ, yeryüzünün içine aldığı insanlardan sayıca kat kat daha fazla, daha değerli ruhları barındırmaktadır... Şüphe yok ki, Mele-i Âlâ'nın övgüsü ve verdiği şeref, hangi ölçüde olursa olsun yeryüzü ehlinin görüş ve değerlendirmesinden daha büyük ve daha üstündür! Bütün bunların ötesinde, bu hayattan sonra bir de ahiret hayatı vardır. O, bu dünyanın faaliyet alanından ayrı olmayan, bu dünya hayatının ardından gelen, asıl faaliyet alanı olup, olayların iç yüzünün açığa çıktığı bir sahadır. Orası asıl hakikatin yansıdığı ve müminin bilincinde bulunan bir gerçekliktir. O zaman savaş daha bitmedi. Ve onun gerçek sonucu ve gerçek yüzü daha ortaya çıkmadı. Dolayısıyla bu savaşın yeryüzünde gerçekleşen zahiri kısmına bakarak hükmetmek doğru bir hüküm olmaz. Çünkü bu hüküm o savaşın sadece küçük ve önemsiz bir bölümü hakkında verilmiştir.
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.