Gönderi

Bu hayatta sizin açıklamalarınızı en çok hak eden insan sizsiniz.Üzgün müsünüz, kırgın mısınız ya da yorgun? Acı içinde misiniz?Korkuyor musunuz? Bunları kendinizden saklamayın."Hayır ya ben iyiyim!" demeyin.Oturun bir köşeye.Işıklarınızı kapatın.Önce kendi sessizliğinizi dinleyin,o sessizlikte tüm acılarınızı, korkularınızı ve yorgunluklarınızı duyacaksınız.Kendinize yalan söylemeyi bırakın.Çünkü yalan söylemeye devam ederseniz kendinize yardım edemezsiniz.Başınızı kaldırın,içinizden kendinize durumunuzu açıklayın.Deyin ki,"Bak kendim...Ben kırgınım, üzgünüm,korkuyorum ve çok yorgunum."Ne hissediyorsanız kendinize bunları söyleyin,kendinize artık yalan söylemeyi ve rol yapmayı bırakın.Ruhunuzun gerçekleri bilmeye ihtiyacı var.Çünkü siz iyiyim diyerek geçiştirdikçe o daha çok acı çekiyor.Anlamaya çalışıyor, eğer iyiysek neden bu haldeyiz diye soruyor size...Duymuyorsunuz.Şimdi kendi kendinize tüm gerçekleri açıklayın,kendinize tüm durumunuzu sebepleriyle anlatın ve sonra kendi tesellinizi kendinize kendiniz verin.Çünkü hayatta kimsenin bize yardım edemeyeceği birçok şey yaşaya biliriz ama kendimizin kendimize yardım edemeyeceği hiçbir şey yok.Kendimiz kendimize her zaman yardım edebiliriz,her şeyin nihai çözümü biziz,her şeyin ilacı bizde...Kendimizde... Sonra kaldırın başınızı,elinizi kalbinize koyun ve şöyle deyin kendinize, "Geçecek...Hepsini birlikte geçireceğiz...Söz...Ege sözü..." Ruhumuz bir çocuktur,biz de onun annesi.Ruhumuzu teselli etmek bizim görevimizdir,ama her şeyden öte onu iyileştirmektir esas görevimiz.Kendinizi bir başına bırakmayın, karanlığa terk etmeyin,kimsesiz bırakmayın.Yanında olun ve onu iyileştirin.Hayatta hiçbir şeyimiz kalmasa bile ruhumuz vardır.Şunu unutmayın,ruhumuz bizim tutunacak dalımızdır...
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.