Gönderi

Bir an için yorulduğunu hissediyor yağmur. Bütün bu çabayı, bütün bu koşturmayı bir kenara bırakmak, bir bardak çay içip toparlanmak istiyor. Oluklu çatısından suların sızdığı bir taksi durağına sığınmalı, diye düşünüyor. Dibi hafiften kararmış çaydanlıkta fokurdayan suyun buharını seyrederek, cızırtısını melodilere katmayı başaran eski-püskü radyodaki şarkıları dinleyerek, gün boyunca elektrikli ocağın üstünde demlenmekten vazgeçmeyen çayla demlenerek dinlenmeli, diyor. Taksicilerle dost olacak, yırtık yerlerinden süngerler fırlamış sandalyelerde uyuklayacak, ganyan kuponları doldurulurken sorulan hangi at yağmur yemiş kum pistte daha iyi koşar sorularına çaktırmadan gülecek, kargacık-burgacık el yazılarıyla her tarafına telefon numaraları yazılmış duvar takvimine bakarak günlerin hesabını yapmaya çalışacak, bir benzin istasyonunun hediyesi olan kalem kutusundaki işportadan alınma tükenmez kalemlerin mürekkep akıtışına dalarak kendi gecesinin kum saatini yaratacak...
Sayfa 109Kitabı okudu
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.