Ahmet Akgündüz
"Helal dairesi keyfe kâfidir; harama girmeye hiç lüzum yoktur."
Bediüzzaman Said Nursî
Bu kitabı yıllar yıllar önce bir lise öğrencisiyken almıştım. O zaman okurken sıkılıp yarıda bırakmıştım. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen bu kitabı okumak istedim. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki kitap geniş kaynakçalı bir kitap aldığı, eleştirdi veya yazdığı her bilginin belge ve kaynağı var. Örneğin yazar,
Halil İnalcık 'ın harem ile ilgili yazdığı bir makaledeki yanlış bir bilgi ve ifadeyi önce olduğu gibi yazarak sonra doğru bilgiyi yazarak düzeltiyor. Özellikle batılı yazarların harem ile ilgili görmeden yazdıkları yalan yanlış bilgiler içeren kitapları komple eleştirip harem hakkında doğru bilgileri veriyor. Kitabın en güzel yanı kitabın içerisinde Osmanlı Türkçesi ile yazılı arşiv belgeleri olmasıydı, en kötü yanı ise sık sık tekrara düşmesiydi. Birçok bölümde aynı bilgileri tekrar tekrar okudum. Bu da olumsuz bir algı bıraktı. İçerik olarak güzel olsa da tekrara düşmesi eseri sıkıcı yapıyordu. Bu kitaba puanım 6-7/10
“Akgündüz'ün kitabı, diyebilirim ki, Osmanlı'ya bilhassa padişahlarımıza yapılan iftiraların milli vicdandaki üzüntü ve tepkisine tercüman oluyor. Osmanlı'yı bir bakıma yeniden keşfediyor gibiyiz. Osmanlı'nın ta kendisi ve meşru varisleri, çocukları olarak her türlü yeni ve doğru bilgiye muhtacız. Osmanlı'yı iyi ve doğru bilmeden Türkiye'nin geleceğe yürümesi mümkün değildir. Prof. Dr. Ahmed Akgündüz gibi konularında gerçekten uzman, gayret sahibi, enerji dolu, eline kalem alabilen tarihçilerimizi tebrik ediyorum.”
Yılmaz Öztuna
“Osmanlı'da Harem, sadece ciddi bir boşluğu doldurmakla kalmamış maksatlı veya maksatsız yalanların ecdadla aramıza gerdiği perdeye ilmin indirdiği bir kılıç olmuştur. Bu kitapla perde açılıyor, haremin seks; işret yeri değil de, bir hizmet mahilli, eğitim yuvası olduğu karşımıza çıkıyor."