Atatürk'e tüm dünya saygı gösterip onun büyük bir lider olduğunu biliyor; sadece bizim türklerden belli bir gürûh kendisine düşman.
Hanımefendi, laiklik ve demokrasi tutarsızlığı dediğiniz şeyin tarihi geçti. Artık o düşüncenin kokusu çıktı. Madem bu kadar dindarsınız size gelin biraz laiklikten bahsedeyim:
Laiklik her ne kadar din ve devlet işlerinin karıştırılmaması denilse de çok eksik ve yanlış bir tanımdır. Din devletin içine çok fazla girip her seferinde sonumuzu getirdiği için laiklikten anlamayanlara daha net anlatılması için sunulan bir cümledir.
Hâlbuki laikliğin temellerinde din işlerini kontrol altına almak ve isteyen insanın istediği dine inanmasını ve kendini bu alanda geliştirmek istiyorsa önünü açmasına da fırsat vermek vardır.
Mesela, ülkemizde İmam Hatipler var. Bir çocuğun İmam Hatip'te okuyabilme özgürlüğü laikliktir. Şimdiki gibi olmamak suretiyle, insanların ibadet etmesi için cami yapılması laikliktir, devlete bağlı kuran kurslarının açılması laikliktir, inananların okuması gerektiği kitabı kendi dilinde okuması laikliktir, TBMM'de cinsiyet ve din gözetmeksizin bir kadının diğer kadının haklarını savunabilmesi hem eşitlik(Halkçılık) hem Cumhuriyetçilik hem de Laikliktir.
Kusura bakma. Sana 1930-1934 yılları arasında Atatürk önderliğinde kadına verilen haklar verilmeseydi ve sen Osmanlı Devleti'ndeki konumunda kalsaydın, bırak oy kullanıp fikrini belirtmeyi, ağzını bile açamazdın.