Günümüze kadar edebiyat ve tarih yazıcılığına büyük etkisi olan, ayrıca İlyada ve Odysseia destanlarını bundan yüzlerce yıl önce İzmir'de (İyonya) yazdığı tahmin edilen bu deha adam; kesinlikle antik Yunanların gelenek göreneklerini, dini ve felsefi inançlarını çok da iyi biliyor.
Aristo Poetika'sında "İlyada ve Odysseia'da Homeros trajedinin önüne geçer; sadece ciddi konuları işlediğinden değil, bunları doğru dürüst ve isabetlice işlediği, aynı zamanda yapıtlarını dramatik olay örgüsü içerisinde işlediği için" der
Nietzsche de bu meraktan nasibini alıp değerlendirme yapar Homeros üstünde "Modern dünya Homeros'la büyük bir bakış açısına sahip olmuştur. Bunun öğrenilmiş değil denenmiş olduğunu söylemek isterim" der
Başlarda Homeros'un kitaplarının insanlar ve çocuklar üzerinde korkunç bir etkisi olduğunu savunan (bknz. Kronos'un çocuklarını yemesi)
Sokrates ileriki dönemlerde fikrini değiştirerek Homeros'un trajedinin güzelliğini anlatabildiğini söylemiştir
Hocasına tezat olarak Platon'sa Tanrıları yücelten, kusursuzlaştıran bir bakış açısıyla irdeleyerek Homeros'un düşüncelerini bir nevi benimsiyor.
Homeros'un sahip olduğu anlatı becerisi ve estetik bakışı günümüzde hâlâ atlatamadık. Günümüzde bile en büyük tarih anlatıcılarından kabul edilen Homeros’u şu anda da, gelecekte de didik didik aramaya devam edeceğiz.
Bence Yunan Mitolojisinin bizzat kendisini ve Vergilius Aneneis, Dante Alligheiri İlahi Komedya, James Joyce Ulysses, gibi daha birçok kitabı okumak için Homeros'un İlyada ve Odysseia destanları kesinlikle okunmalıdır Azra Erhat ve Yaşar Kemal in dediği gibi eğerki Çanakkale, İzmir Türkiye'nin topraklarıysa bizim de bu iki önemli esere sahip çıkmamız, atamız bilmemiz gerekmektedir
İlyada Destanı
Kitap Truvalılar ile Akhalar arasında geçen Truva Savaşı'nı konu alır. Kitabı okurken karakterleri karıştırmamanız ve terimleri bilmeniz adına Azra Erhat'tan mitoloji sözlüğüyle birlikte okumanızı tavsiye ederim.
İlyada Destanı Akhilleus'un öfkesiyle başlıyor
Tanrı ve Tanrıçalar bu savaşta taraf tutarak olayları oldukça ayırıyor, ki bu savaşın başlama sebebi de bir kadın meselesi.
Antik Yunan'da kadınlar evdeki eş olarak, kutsal bir görevde görülüyor ve buna esirler de dahil
İnsanlar tutsaklarını eşlerinden ayırmadan değer verip seviyor bu sebeple savaş sebebinin kadın olması çok da garibinize gitmesin
Kitabın ilk kısmında Apollon ile Agamemnon arasında işler kızışıyor ve Apollon Akha ordusuna veba salıyor. Dokuz gün boyunca ordu hastalıktan kırılıyor. Agamemnon da dayanamayıp Apollon'un isteğini yapıyor ama bunun karşısında bu sefer de Akhilleus’un tutsağı Briseis’i almak durumunda kalıyor.
Bu yüzden de Akhilleus öfkelenip Agamemnon’a sırt çeviriyor ve savaşa katılmayacağını söyleyip barakasına çekiliyor.
Deniz Tanrıçası olan Thetis oğluna yapılan haksızlığa dayanamayıp Zeus'a gidiyor ve onu kırmak istemeyen Zeus karısı Hera da anlamadan bir çözüm bulmak istediğinden
Agamemnon’a yalancı bir düş gönderiyor. Ve Akhaları Troya ile savaşmaya teşvik ettiriyor.
Buradan sonra başlayan savaşta arada Tanrı ve Tanrıçaların karışmasıyla olaylar şekilde değiştirse, Akhilleus bir kahraman olarak ölse, ahlak ve onur kavramlarını bol bol sorgulasak bile Savaşın sonunda Akhaların Truva'yı almalarına rağmen kazandıklarını söylemek zordur çünkü iki taraf da bolca kayıp vermiştir.
Bu noktada giden gelene değer miydi demek lazım bence.
Son olarak bu bizim topraklarımızda yaşanmış bir savaş, tarihin en büyük ve en eski destanlarından olan, günümüze kadar tonlarca eserin yazılmasına sebep olan, felsefe'nin oluşmasında çokça etkisi olan ve dönemine göre olağanüstü bir betimleme yetisine sahip olan İlyada ve Odysseia'ya sahip çıkmak boynumuzun borcudur
-Nietzch, Homeros ve Klasik filoloji s.104
-Aristoteles, Poetika s.17