"Yeri geldiğinde bir cümle, bir kıssa, bir bakış ve hatta bir sükût onlarca cilt kitaptan daha çok şey anlatır."
Hakikaten öyle değil mi? Çoğu zaman satırlar dolusu yazılar bir anlam ifade etmezken bir cümle bile birçok ders niteliği taşımaz mı? Cilt cilt kitaplar vardır, bir şeyler öğretir elbet ama okuması zordur. Bilgi birikimi ister. Bazı kitaplarsa bir cilt kitabın anlattığını güzel bir kıssayla nakleder bizlere...
İşte bugün size tam da dediğim gibi bir cilt kitaba bedel 200 sayfa bile olmayan bir kitapla geldim.
"..dem tutacak çay, muhabbet dem tutacak sabaha kadar."
Muhabbetin bol olacağı, okudukça okumak isteyeceğiniz bir kitap...
Sanki yazar karşımdaymış, muhabbet ediyormuş gibi hissettim.
Gelelim kitabın içeriğine..
Kitap yoğunlukla kıssalardan, rivayetlerden oluşuyordu. Birbirinden güzel öyküleri okurken hem canınız sıkılmıyor hem de ders niteliğinde nasihatler alıyorsunuz. Yazarın kalemi o kadar akıcı ki, kendinizi sürekli kitabı okurken buluyorsunuz ve ne yalan söyleyeyim bazı öyküleri 2 3 defa okudum. Öyle etkisinde bırakıyor sizi. Hatta öyle ki neredeyse tüm kitabı alıntılıyordum buraya. (Gerçi çoğunu alıntıladım ya, neyse)
Açıkçası
Serdar Tuncer'in kaleminde bihaberdim. Sorsanız kim diye tanımazdım bile. Yazarın kalemiyle tanışmama vesile olan
Aşkınıyam. . . ekibine teşekkür ederim.
Umarım okursunuz..
Umarım sizde benim gibi okumaktan zevk alırsınız.
Keyifli okumalar...
"Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine deli ol, dünya senin kahrını çeksin."