Gönderi

Seyyid yorumladı.
208 syf.
·
Puan vermedi
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Elhamdülillahi rabbil âlemin. Essaletu vesselemu alâ rasulilleh. Besmele, hamdele ve salveleden sonra, incelememize geçiyoruz inşallah. Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu kitap Okuduğum en güzel kitaplardan biridir. Tabii ki her kitap güzeldir ama bu kitap ayrı bir güzeldir. Bu kitabı tavsiye ediyorum. KİMLERE TAVSİYE
İslam'ın Kızına
İslam'ın Kızınaİhsan Şenocak · Hüküm Kitap · 20164,428 okunma
··12 alıntı·
3 artı 1'leme
·
34,6bin görüntüleme
Seyyid okurunun profil resmi
barış
barış
Ayetin meâli ve açıklaması: "Nefsânî arzulara, (özellike) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, soylu ve özel yetiştirilmiş atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere düşkünlük insanlara çekici kılındı. İşte bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır." (Âl-i İmran, 3/14) Sözlükte şehevât "nefsin arzuları, tutku derecesindeki düşkünlükleri" anlamına gelir. Ayete metne bağlı kalınarak şöyle mâna vermek gerekir: "Kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, soylu ve özel yetiştirilmiş atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere aşırı sevgi besleme insanlara süslü gösterildi." Fakat burada asıl süslü gösterilip çekici kılınan sevgi ve arzular değil, arzulanan şeyler yani ayette sayılanlardır. Ayette insanlar için cazip kılınan dünyevî haz ve nimetlerin belli başlıları her biri geniş kapsama sahip olan şu altı maddede özetlenmiştir: 1. Karşı cinse duyulan ilgi, 2. Soyunun devam etmesi arzusu, 3. Sermaye sahibi olma isteği, 4. Kendi dışındaki varlıklara hükmetme, beğeni kazanma (makam, mevki ve şöhret sahibi olma) ve hoşça vakit geçirmenin verdiği zevk, 5. Hayvanı besinler ve hayvanlardan elde edilen ürünler, 6. Bitkisel besinler ve bitkilerden elde edilen ürünler. Esasen bunlar toplumlara, zamana ve mekâna göre fazla değişkenlik taşımayan, insanın doğasına yerleştirilmiş (cibillî) arzulardır. (bk. İbn Âşûr, ilgili ayetin tefsiri) Âyet-i kerîmede atlar anlamına gelen "el-hayl" kelimesinin sıfatı olarak zikredilen "el-müsevveme", "meralarda otlamaya bırakılmış" mânasına da geldiğinden, mealin "salma atlar" şeklinde olması da mümkündür. Gerek bazı tabiîn müfessirlerinden nakledilen görüşler (bk. İbn Atıyye, Râzî) gerekse üslûp dikkate alınarak, mealinde "soylu ve özel yetiştirilmiş atlar" denmiştir. At çok eski zamanlardan beri insanoğlunun sürat, gösteri, yiğitlik, yarış, egemenlik duygu ve arzularının tatmini konusunda önemli bir sembol olagelmiştir. Çağımızda da sürat araçlarının çeşitliliği ve gelişmişliği atın bu özelliğini unutturabilmiş değildir. (İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)
Seyyid okurunun profil resmi
Bu arada karşıt görüşlülerin hepsi beni engele atıp kafalarına göre cirit atabileceklerini sanıyorlar. Peşinizi bırakmam. Siz ne kadar kaçsanız da ben peşinizdeyim. İslâmiyetin peşinde olan herkesin peşindeyim.
M e ş g u f okurunun profil resmi
Cafer Akkaya
Cafer Akkaya
bana akıl sıkıntım olduğunu söylemiş... Ve kuranı okumuş anlamış. Ve islam'da akıl olmadığına karar verip kafirlikte devam etmiş. Siz daha benim ilk satırlarımı anlamamışsınız. 604 sayfalık kuranı ve milyonlarca hadisi nasıl anlayasınız ? "Bu kitap En iyi okuduğunuz kitapsa" cümleniz sizin ne kadar anlayışı sığ bir kişi olduğunuzu ve anlama sorununuz olduğunu gösteren bir cümle... Okuduğum en iyi kitap demedim. En güzel kitaplardan birisi dedim. Arada dağlar kadar fark var. Bu farkı da göremiyorsanız bir şey diyemem. Aklınızın eksik olduğu ilk cümlenizden malum oluyor. Diğer yorumlarınız ise daha da süfli olacağı için bakmak gereksinimi duymuyorum.
Seyyid okurunun profil resmi
barış
barış
“Kadınlarınızdan âdetten kesilenlerin iddetinde tereddüt ederseniz, onların iddet süreleri üç aydır. Adet görmeyenlerin de süreleri böyledir. Hamile olan kadınların iddetleri, çocuklarını doğurdukları vakit biter. Kim Allah’ı sayıp ona karşı gelmekten korunursa, Allah onun işinde bir kolaylık verir.” (Talak, 65/4). Kur’an’ın açık ifadesinden sonra, bunda tereddüt etmek mümkün değildir. Tarih boyunca ve bugün de olarca kızın on on iki yaşlarında evlenmeleri bir realite olarak ortadadır. Eskiden beri çok değişik yaşta evlilikler ve zifafa girmeler söz konusudur. İslam’da bu iş, insanlara bırakılmıştır. Çünkü altı yedi yaş grubuyla zifafa girmenin insanlığa yakışmayan bir tutum olduğu vicdanlarda hissedilen bir gerçektir. Kaynaklarda bildirildiğine göre, kadınlar dokuz yaşında da erginlik çağına girmiş olabilir. Zifafa girmek için kadının yapısı da önemlidir. Belki de evliliğin asgarî sınırı on iki yaş olarak görülebilir; on beş, on sekiz yaşı gerekli değildir. Elbette bölgelerin örf ve adetlerinin de bunda rolü vardır. Ancak çağımızda tıbbî açıdan, sağlığa en uygun zamanın tespit edilmesi, en uygun olanıdır. İslam âlimlerinin kabul ettiği görüşe göre, erginlik çağının tespiti, kadınlar için âdet görmek, erkekler için de ihtilamdır. Kadın için âdetin başlangıcı dokuz yaş, (erkekler için on iki yaş) civarıdır. Bu duruma girmiş kadın ve erkekler, ergin ve mükellef kabul edilir. Bu haller görülmediği takdirde, erginlik çağı on beş yaş olarak kabul edilir. Yaş itibariyle erginlik çağını kadınlar için on yedi, erkekler için on sekiz on dokuz yaşları kabul eden âlimler de vardır. Sıcak bölgelerde erginlik çağı ve evlenme yaşı, diğer bölgelere göre daha önceden başlar. âlimlerin büyük çoğunluğuna göre, âdet görmenin ilk sınırı dokuz yaştır. Âdet görmek, artık ceninin/çocuğun barınabileceği bir ortamın hazırlandığı anlamına gelir. Bu tekvinî / biyolojik hazırlık, aynı zamanda âdet gören kadının evlenmeye müsait olduğunu gösteren ontolojik bir belgedir. Bununla beraber, nikâh akdini kıymak zifafa girmek manasına gelmez. Örneğin bir yaşındaki bir çocuğun nikâhı da kıyılabilir ve bu akit âlimlerin çoğuna göre sahihtir. Ancak kadın buluğa erip evliliği kabul edene kadar zifaf olamaz. Kaynakça: (bk. Reddu’l-muhtar, 1/306-307; Cezerî, el-Fıkhu ala’l-mezahibi’l-arbaa, 1/123-127; Zuhaylî, İslam Fıkhı, 1/456) (bk. Mebsut, 7/260-şamile).
Erol Tekel okurunun profil resmi
Bir de islamın erkeğine isimli bir kitap yazın bakalım. Aptalın biri yorum yazanlara kafir demiş. Tarikatlarda erkek çocuklara tecavüz edenler niye Allahın adını ağzından düşürmeyen sofiler o zaman? Bir kereden birşey olmaz diyenlerin müridisiniz siz, ruhu ve kalbi temiz aydın kadınları anlayamazsınız asla. Onlar açık giyinse de en azından tutarlılar. Bu siteden defolup gitsin sizin gibiler. "İslamın Erkeğine" isimli bir kitap yazın, o kitaba da 6 yaşındaki kızını müridiyle evlendiren şeyhi koymayı unutmayın. Aman ha unutmayın.
3 önceki yanıtı göster
M e ş g u f okurunun profil resmi
O adamın Suçsuz olduğu ortada zaten sen neyden bahsediyorsun ? İftira atarken utanmıyor musunuz ? Yazık size ... 👏
7 sonraki yanıtı göster
Cafer Akkaya okurunun profil resmi
Bu kitap okuduğunuz en iyi kitapsa, sizin akli ve ahlaki probleminiz var. Çünkü ben İslam'ın temel kaynaklarını okudum, anladım ve sorguladım. Şu tespiti yaptım: İslam'da akıl, ahlak, vicdan ve farklı fikirlere saygı yok.
A F İ T A P okurunun profil resmi
İnceleme Tek kelime ile süper.
zehra okurunun profil resmi
abi incelemeye neden besmeleyle başlarsın ki ya
6 önceki yanıtı göster
M e ş g u f okurunun profil resmi
Betül hanım çok teşekkür ederim size. cevap verdiğiniz için bu şahıslara... Allah razı olsun. Bıktım zira dinsizlerin yorumlarından.
54 sonraki yanıtı göster
M e ş g u f okurunun profil resmi
Altı üstü inceleme paylaşmıştım oysaki (:
67 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.