Gönderi

"Evlatlık olmak nasıl bir duygu?" diye sordu Aycan içten bir merakla. Sesinde artık bana karşı da diğerlerine olduğu gibi ince bir sıcaklık vardı. Sanki bana bakınca üzerimde beliren tehlike sensörünü artık kapatmıştı. "Misafir gibi," dedim aklıma ilk gelen şekilde. "Seni seviyorlar ve senin için ellerinden geleni yapıyorlar ama karşılığında senin de bir şeyler yapmanı bekliyorlar. Hani biri gelir ve ona yemek hazırlarsın ve o yemekleri yemesini beklersin. Sevse de sevmese de önüne o koyulmuştur. Onların açtığı filmi izlersin, onların konuşmak istediği şeylere katılırsın... Öyle bir şey." "Kulağa berbat geldi bu," dedi Asır. "Ben hiç öyle düşünmemiştim." Yattığım yerde omuz silktim. "O kadar da berbat değil, haksızlık etmek istemem. Sadece, çocukken, bazen yanlış bir şey yapsam, düşsem mesela ya da hasta olsam, bunlar yanlış şeylermiş gibi.... Beni geri verirler mi acaba diye korkardım, saklanırdım bu yüzden. Gerçek ailen olsa böyle hissedemezsin herhâlde, alınmış bir şey olmazsın en azından. Bu çok kötü bir his, seni 'almış' olmaları."
Sayfa 326Kitabı okudu
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.