Bugünkü Türkçemiz ile Uyanış anlamına gelen 
İntibah , gerçeği sonunda anlayan Ali Bey’in hüzünlü hikayesini anlatmakta. Bu uyanışı hem gerçeği öğrenme hem de kaybettiklerinin değerini anlama ile de açıklayabiliriz. Zira son pişmanlığın hiçbir işe yaramadığının altını çizmektedir 
Namık Kemal .
İntibah ’ın Türk Edebiyatı açısından çok önemli bir yeri var kuşkusuz. Edebiyatımızın ilk edebi romanıdır pek çoğumuzun bildiği gibi. Eserin başarılı mı başarısız mı olduğundan çok, Türk dili ile de roman yazılabileceğini kanıtlamak için kaleme alınması önemlidir. Romantizm akımının etkileri çok belirgindir romanda. Özellikle hem Çamlıca tasvirlerinde hem de romandaki kişilerin tasvirlerinde çok net göze batmaktadır bu durum. Karakterlerin kişilikleri de çok belirgindir. Kötü net kötüdür, iyiyse iyi. Gri bir kişilik yer almamaktır bu eserde. Bu şekilde bir gruplandırma çok rahat yapılabilir.
Kötüler: Mahpeyker, Abdullah Efendi, Pertev
İyiler: Dilaşüb, Fatma Hanım, Mesut Bey
Kötüler hiç vicdan azabı çekmez, iyiler ise asla kötü yola sapmaz. Roller kesindir. Bir tek Ali Bey başına gelenlerden ötürü zaman zaman kötü yola düşer, istenmeyen şeyler yapar. Ama bunlar da olmazsa zaten roman olmazdı.
Kitabın konusuna gelecek olursak. Ali Bey varlıklı bir Osmanlı ailesinin tek oğludur. İyi eğitimlidir, efendidir. Babasını kaybetmiştir. Bir gün Çamlıca’da arkadaşları ile eğlenirken, bir arabanın içinde gördüğü Mahpeyker’e âşık olur. Mahpeyker ise oldukça güzel bir kadın olmasına rağmen namuslu bir kadın değildir. İstanbul’un eğlence hayatında adı çıkmıştır. Ama Ali Bey körkütük aşıktır. Hiçbir uyarıyı dikkate almaz. Ta ki Mahpeyker aşıklarından biri olan Abdullah Efendi ile görüşmesine kadar. Ali Bey bu duruma katlanamaz ve Mahpeyker’i terk eder ve annesi Fatma Hanım’ın ona uygun bulduğu iyi kalpli ve sadık Dilaşub ile yakınlaşır. Bu durumu içine sindiremeyen Mahpeyker ise intikam çığlıkları atmaktadır.
Roman bir zamanlar popüler olan kötü kadın figürünü merkezine almış. Kitabın baş kahramanı Ali Bey gibi gözükse de aslında o bir kurbandır. Mahpeyker ise eserin olmazsa olmaz karakteridir. Tüm ipler onun elindedir ve hırsından gözü dünyayı görmemektedir.
Genç bir yaşta okunduğunda okurda etki bırakacak bir eser olduğu kesin. Ancak yaş ilerledikçe ve kitapta yaşanan olayların benzerleri her televizyonu açtığımızda önümüze getirildiği için artık bu tür acıklı hikayelere bağışıklık kazandığımızı söyleyebilirim. Yine de Türk edebiyatının ilk edebi romanı olma titrine sahip bu kitabın kitaplığınıza olması gerektiğini düşünüyorum.
··
1 artı 1'leme
·693 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Üstte https://1000kitap.com/ze5516 Hanım ile 
Özgün Coşkun Bey'in yorumlarını okurken realizm ve romantizmden bahsedildiğini gördüm. Bu vesileyle 
Oblomov'u okurken karşılaştığım, realizm-romantizm adına bir alıntı paylaşayım:
"Bir hırsızı, kötü yola düşmüş kadını, aldatılmış bir budalayı anlat, ama insanı unutma." 👀
İncelemeniz yine her zamanki gibi çok güzel ve kitabı okumaya teşvik edici olmuş. Ellerinize sağlık.💫
Yorumunuz için teşekkür ederim 
ZÜMRA Hanım. Çok güzel anlatmış gerçeği 
İvan Gonçarov . İnsanın ruh hali gitgelli maalesef. İyi ve kötü arasındaki ince hatta. O anki psikolojik duruma göre bir karar alıyoruz ama bazen en doğru kararı alamıyoruz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.