Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

262 syf.
9/10 puan verdi
Sevgiden şiddet doğar mı?
İncelememe önce kitapla ilgili olmayan kısa bir anekdotla başlamak istiyorum. Bu örneği verme nedenimi de açıklayacağım.Amerika’da sınır ötesi operasyonları yaptıracakları, her türlü insanlık dışı muameleyi acımasızca yapacak bir özel tim yetiştirmek istenir. Fakat bu özel timin kesinlikle çok acımasız olması gerekiyordur. Öyle ki daha sonra yaptıkları aklına geldiğinde pişmanlık duymayacak, psikolojisi bozulmayacak, itirafçı olup da emri verenleri ihbar etmeyecektir . Eğitime utanç verici kariyerleriyle ünlü işkence uzmanları da getirilir. Eğitimin başında askerlerin her birine küçük köpek yavrusu verilir ve bu yavruların tüm bakımından kendilerinin sorumlu olduğu, onları besleyip büyütecekleri söylenir. Askerler denileni yapar ve her asker kendi köpek yavrusuna gözü gibi bakar ve büyütür. Hatta askerlerden bu köpeklerle birlikte aynı yatakta yatmaları da istenir. Köpekler artık büyür ve sevimli bir can dostu oluverir hepsi. Tatbikatlar da dahil hiç bir yerde sahiplerini yalnız bırakmazlar. Fakat bu mutlu, insancıl hayat uzun sürmeyecektir. Eğitmenler gerçek yüzünü gösterir ve emri verir: her asker büyüttüğü köpeği önceden hazırlanan kazıklara bağlayıp , köpeğin gözlerinin içine bakarak kendi silahıyla öldürecektir. Bu bir emirdir ve sorgulanamaz. Askerlerden bazıları buna dayanamaz ve kendi kafasına sıkar. Diğerleri gözyaşları içerisinde emri yerine getirir ve besleyip büyüttüğü çok sevdiği köpeğini vurur , öldürür. Amaca ulaşılmıştır . Verilen bir kaç firenin de bir önemi yoktur. Deneyin başarılı olduğu görülür. Çok acımasız bir özel tim yetiştirilmiştir. Buradan hareketle insan kendi besleyip büyüttüğü ve çok sevdiği bir canlıyı öldürebilir mi diye sorgulamayın , evet öldürebilir . Onlar askerdi. Askerlerin dünyanın her yerinde iki görevi vardır: ölmek ve öldürmek. Peki nesiller boyu köle olarak doğup büyüyen , özgür olmanın ne olduğunu bilmeyen, her türlü şiddeti yaşayan kölelerde durum nasıldır?
Hannah Arendt
Hannah Arendt
ın dediği gibi “ şiddet şiddeti doğurur.” Peki insanlar kendi evlatlarını öldürebilirler mi? Peki bunu çok sevdikleri için yapabilirler mi? İşte bu roman bu sorunun cevabını hem de yaşanmış ve bizzat da yazarın tanık olduğu hadiselerden aktararak veriyor bize.
Toni Morrison
Toni Morrison
Afrika kökenli bir Amerikalı yazardır.
Sevgili
Sevgili
romanı önce ona Pulitzer ödülünü ardından Nobel edebiyat ödülünü kazandırır. Amerika’da Afro-Amerikan yazarlar arasında ilk Nobel ödülünü alan yazardır. Romanda zenci Amerikalılara yaşatılan faşistliğin ne boyutlarda olduğunu görürüz. Mistik bir kurgu üzerine anlatılan olaylar köleliğin kalkmadığı, beyazların her türlü şiddet ve işkenceyi yaptığı yıllardır. Roman karakterleri her bölümde geçmişe yolculuğa götürür bizi. Romanda ilerledikçe taşlar yerine oturur ve sorularımıza cevap alırız. Zenciler büyük çiftlik evlerinde karın tokluğuna çalıştırılmakta, şiddetli dayak ve işkencelere maruz kalmakta, kadınlara ergenliğinden itibaren tecavüz edilmekte, kadınların da her birinin farklı babaları olan melez ve siyahi en az 8-10 tane çocuğu olmaktadır. Bu çocuklar da çocuk köledir. Okula da gidermemektedirler . Sadece zencilere ait okulların da sayısı azdır ve yeterli sayıda zenci öğretmen de bulunamamaktadır . Zira siyahiler arasında okuyup meslek sahibi olmak Amerika’yı keşfetmek gibidir. Yaşlı bir siyahinin geçmişi hayal ettiğinde hatırladığı sahneler çok çarpıcıdır ve hazindir: “1874 yılındaydılar ve beyazların acımasızlığı bitmemişti. Bütün şehirler zencilerden temizlenmişti; yalnız Kentucky'de bir yıl içinde seksen yedi linç vakası olmuş: dört zenci okulu yakılmış, kocaman adamları çocuk gibi dövmüşler, çocuklar da yetişkinler gibi dayak yemiş: zenci kadınların ırzına geçilmiş, zencilerin malları ellerinden alınmış, boyunları kırılmıştı. Stamp'ın burnuna insan eti ve taze kan kokusu geliyordu, linç edilerek ateşte yakılan insan etinden çok kan kokusu etrafa sinerdi. Kan kokusu, "Kuzey Yıldızı" gazetesinin satırları arasında, tanıkların ağızlarında, elden ele geçen kargacık burgacık yazılı mektuplarda da vardı. Mahkemeye verilen dilekçeler, belgeler bile kan kokusunu silemedi. ” (Syf 160) Eğitim görmüş siyahilerin de işi çok zordur; “Okumuş karaderililer, yüksek okullular, doktorlar, öğretmenler, yazarlar ve iş adamları bile çile çekmişti. İlerlemek için kafalarını yormak zorunda kalmalarından öteye bir de bütün siyahların yükünü omuzlarında taşırlardı.” (Syf. 180) Romanın baş kahramanı olan Sethe’nin çalıştığı çiftlik evinde evin hanımı artık çok yaşlanmış ve çiftlik işlerini çekip çevirmesi için öğretmen olan eniştesini çiftliğe davet etmiştir. Ne olmuşsa da öğretmenin çiftliğe gelmesinden sonra olmuştur . Çünkü evin hanımı yanında çalışan kölelere kötü davranmamaktadır . Fakat eniştesi tam bir faşisttir. Zencileri öğrencilerine bir hayvan türü olarak öğretmekte, onlara yapılan her türlü dayağın gerekli olduğunu savunmaktadır. Sethe de bir gün okulun yanından geçerken duydukları karşısında dehşete kapılır: Öğretmen derste öğrencilerine yazı yazdırmakta , örnek olarak da Sethe’yi vermektedir:”Size sol tarafa insancıl niteliklerini, sağ tarafa da hayvansal niteliklerini yazmanızı söyledim. Sıralamayı iyi yapın.”(syf.170) Siyahilerin gözünde artık; “Dikkat et! Beyaz bir öğretmenden daha tehlikeli biri yoktur.” Sethe ve kocası için kaçmaktan başka çare yoktur. Kaçış yolunda ise Sethe yakalanır ve dördüncü çocuğunu da doğurmak üzeredir. Adamlar peşlerindeyken esrarengiz bir kadının yardımı ile bebeğini doğurur fakat kaçmaya muvaffak olamaz. Küçük kızını adamların eline geçmemesi için boğazını keserek öldürür. Küçük bebeğini de öldürmeye kalkar ama o ölmez. Kızını gömdükten sonra mezar taşına kıza verdiği ismi yazdırmak ister ama parası yoktur. Mezarcının sadece bir kelime yazması karşılığında kendisi ile cinsel ilişkiye girmesi teklifini kabul eder. Sadece bir sözcük yazdırabilmiştir : Sevgili. Sonra hapse girer . Ömür boyu sürecek pişmanlık ve psikolojik buhranı başlamıştır. Psikolojisi öyle endişe vericidir ki iki oğlu evden kaçarlar. Sethe yaptığı vahşeti anlatırken ; “O bir sözcük uğruna mezar taşçısıyla yaptığım anlaşma için şimdi pişmanım. Keşke istediğini daha uzun süre verseydim de taşa hepsi yazılsaydı. Fakat benim için tek sözcük yeterliydi; çünkü sen benim için "Sevgili"sin.” Onu öldürmesem nasıl olsa ölecekti. Buna dayanamazdım. Bundan sonra hiçbir annenin bakmadığı gibi kızıma bakacağım. Kendi çocuklarımdan başka kimse sütümü alamayacak. Zaten kimseye isteyerek vermezdim, benden zorla aldılar. Yere yatırıp sütümü emdiler. Nan önce beyaz bebeklere süt verir, kalanı ben emerdim. Annem pirinç tarlasında çalışırdı. Zencilerin gittiği okulu vatanseverler ateşe verdiklerinde sıcak alevlerin içinde kızım var mıydı diye düşünmemeli; beyaz erkekler sürüsünün kızının ırzına geçtikten sonra arabadan fırlatıp atmalarına tanık olmamalıydı. O kendisi mezbahanın bahçesinde orospuluk yapabilirdi ama kızı asla. Yeryüzünde hiç kimse kızının özelliklerini sayfanın hayvanlara ait bölümüne yazamazdı. ” Diye kendini savunur. Bir gün evlerine genç bir kız çıkar gelir. Bundan sonra neler olduğunu romanı okurken göreceksiniz.
Toni Morrison
Toni Morrison
ile tanışmadıysanız ilk bu romanla başlamayın derim. Fakat
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
ve
Isabel Allende
Isabel Allende
gibi yazarların büyülü gerçeklik üslubuna alışkınsanız bu romanı da keyifle okursunuz . Sevgilerle
Sevgili
SevgiliToni Morrison · Yeni Zamanlar Sahaf · 20191,437 okunma
··
2 artı 1'leme
·
1.178 görüntüleme
Dağlar okurunun profil resmi
Eline emeğine sağlık Feyza’cm 👏🏼👏🏼her incelemen değerli içim burkularak okudum 🥹yazarı hiç bilmiyorum 🤷‍♀️ hangi kitapla başlamalıyım 🤔bu kitabı da okuma listeme alıyorum ✌🏼📚tekrar teşekkürler canımcm 🙏🏻📚
Farfallina okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Gülom😊 yorumların benim için değerli🫶 mistik kurguları seviyorsan ilk bu kitaptan da başlayabilirsin canımın içi✌️📚🕊️
2 sonraki yanıtı göster
Mehmet okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık..👏
Farfallina okurunun profil resmi
Teşekkür ederim
Farfallina okurunun profil resmi
Filmi biliyorum. Bu temada çok film yapıldı. Bunlardan bazıları: Selma/ özgürlük yürüyüşü ( kitapta da selma yürüyüşünden kısa bir yer var.) 12 Years A Slave Bir Ulusun Doğuşu Özgürlük Ateşi Ve tabii ki “ KÖKLER” dizisi. İçlerinde en sevdiğim😊 Teşekkür ederim katkınız için😊
Abdullah K. okurunun profil resmi
İncelemenin ilk bölümündeki köpek deneyi bir çok filme konu oldu. Örn.: m.youtube.com/watch?v=3QevcYT..., ikinci bölüm ise tamamen romandan uyarlanip aynı adla sinemaya evrildi; çok can sıkıcı sahneler olsada kölelik dönemi, sonrası ve travmaları bir daha yaşanmaması adına bilinmesi ve gereken dersler alınması adına izlenmeli ve okunmalı. Beloved(1998)m.youtube.com/watch?v=RAsnKgh.... İnceleme geçen aylarda okuma listeme aldığım aynı konuları işleyen
Roots
Roots
romanına başlamam için telkin oldu. Çok teşekkürler, elinize sağlık 🙏
Abdullah K. okurunun profil resmi
Listeye bir tarantino'da
Django Unchained
Django Unchained
i ekleyeyim, çünkü kitapta
Monte Cristo
Monte Cristo
, filmde Django'nun bende yeri ayrı.. Bizlere böyle toplumsal travmalara sebep olmuş olayların yaşanmaması adına (ki etkisinin hala devam ettiğini George Floyd "I can't breath" de gördük) telkin türünde yazılmış en küçük bir alıntı bile çok kıymetli,tekrar teşekkürler 🙏
Farfallina okurunun profil resmi
Quentin Tarantino en sevdiğim yönetmendir👍 birden fazla izlediğim filmleri var. Rica ederim😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.