Gönderi

Necip Fazıl Kısakürek'le ilgili
1950'de liseyi bitirince üniversiteye girmek için İstanbul'a geldim. Tabii bu arada merhum Üstad Necip Fazıl'ı da ziyaret ettim. Ama, sonra Ankara'ya döndüm. Orada Siyasal Bilgiler Fakültesini okudum. Ondan sonra da Maliye Bakanlığı'nda çeşitli görevlerde bulundum. Merhum Üstad Necip Fazıl Bey'in yanında çalışmam söz konusu olmadı. Ama, Ankara'ya geldiğinde ziyaretine gittim, beraber dolaştık. 1954'te birkaç hafta dergide yardım ettim. 1956 günlük gazetesinde de memuriyet yaparken, öğleleri, akşamları, geceleri elimden geldiği kadar her işe koştum. Ama, bu, yanında çalışmak deyiminin dışındadır. Ücret almak asla söz konusu olmamıştır. Aynı ideale hizmetten o zaman bize düşen iş neyse yapılmıştır. Yoksa, İstanbul'a geldi, 13 yıl hiç yanından ayrılmadı sözü yanlış, öğrenciliğim Ankara'da, memuriyetim İstanbul ve Anadolu'da geçti. Ama her fırsatta ziyaretine ve elimden geldiğince yardımına koştum. Biri de Necip Fazıl'ın burslarıma ve müfettiş muavini iken yevmiyelerime el koyduğunu yazdı. Asılsız sözler. Ancak, bir iki defa çok sıkıştığında, bonosuna kefil olduğum oldu. Bunun kimisini ödedi; kimisini de ödeyemedi, yani ödemek zorunda kaldığım borcu olmuştur; ama, bu tabii imkânsızlığındandı. Yoksa bilerek, isteyerek değil.
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.