Koca bir zan bu ! Selçuklu+Osmanlı+Türkiye Cumhuriyeti olarak devam etmekteyiz.
*****
Eski düzenin yıkılması, onun yeniden ihyasına imkan bırakmazcasına köklü olmuştu ; iyi veya kötü, Türkiye'nin önündeki tek yol, modernleşme ve Batılılaşma yoluydu. Hızlı veya yavaş, doğru veya dolambaçlı gidebilir, fakat geriye dönemezdi.
*****
Sayfa 140 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·1.117 görüntüleme
"Eski hâl muhal, ya yeni hâl veya izmihlal.” Eski hâl, saltanat ve otoriter yönetim şekilleridir. Bedîüzzamân, bu yönetim şekillerinin artık bu asırda geçerli olmayacağını açık bir dil ile ifade etmektedir. Yeni hâl ise, Cumhuriyet ve Demokratik yönetim şeklidir. ki bu asırda artık bunun dışında bir rejim aramak safsata ve izmihlal olacaktır. İzmihlal kelime olarak bozulup gitmek, perişan olmak, yok olmak, görünmez hâle gelmek gibi anlamlara geliyor. Otoriter ve diktatör rejimlerle yönetilen İslam aleminin perişan ve görünmez (Müslümanların siyasi ve askeri açıdan etkisiz olması) hâli buna şahittir.
Modernleşmek denince batıyı zahiren taklit etmek telakki edilmemeliydi. Hakikat şu ki yeni rejimin kurulmasında öne çıkan amil eski rejime ve İslam'a duyulan kin ve nefrettir.
İkinci cihan harbine girmememize ragmen Almanya Japonya gibi mütekâmil devletlerin gerisinde kalmamızın sebebi halkın zihninden ve kalbinden İslam'a ve Osmanlı'ya dair ne varsa silmek için canhıraş mücadele edilmiş olması ve dolayısıyla devletin asli vazifesini ifa edememiş olmasıdır. Oysa devletin vazifesi tebasına adil, müreffeh, güven içinde bir yaşam sunmaktır. Tatbik ettiği tüm politikalar bu istikamette olmalıdır. Bu sebeple evvela yapılması lazım olan eski rejimde dejenere olmuş, fonksiyonunu kaybetmiş unsurların inancımıza, kültürümüze ve akla muvafık şekilde ıslah etmekti.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.