Gönderi

Sağ gözünden bir damla yaş düşerken "Dağılıyoruz ya Resulallah!" diye yakındı. Durumlarındaki vahameti tahayyül ettikçe yaşları sıklaşıyordu. "Gönüldeki güneş, gökyüzündeki güneşten daha iyi aydınlatır, seni gönlümüzden söküp almak istiyorlar. Ey iki cihanda da ışık kaynağımız, dünyamız kararacak!.. Kur'an ebedi diliyle bizi çağırıyor; fakat duymuyoruz; geçmişte olduğu gibi onu bize duyur ya Resulallah... Seni öldürmeye gelen Ömer sende dirildi; şimdi binlerce Ömer seni öldürmeye geliyor; mucizeni tekrar göster ya Habiballah, yerler ve gökler mühürlenmemiştir inşallah... Mekke'den sürüldük; şimdi daha güçlü, daha acımasızlar; bizi kabul edecek bir başka Medine de yok; sadece senin şefaatine sığınıyoruz, ey alemlere rahmet olarak gönderilen rakipsiz Önder; ne olur merhametini bizden esirgeme!... İzzetsizliğe, onursuzluğa mahkûm olmayalım; çocuklarımız sefaletin ve rezaletin esiri olmasın ey ulular Ulusu!.." Olduğu yere yığılmamak için kendini ayakta zor tutuyordu.
Sayfa 283Kitabı okudu
·
218 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.