Gönderi

Şunu da söylemeliyiz ki olması mümkün olan bir şeyin vukuu sahih bir nakli delille sabit olursa o şeyin vâki oldugunu söylemek gerekir. Vâki olmadığı sahih bir nakli delille sabit olmazsa o şeyin vâki olmadığına inanmak gerekir. Bir şehrin yüzölçümünün diğer bir şehrin yüzölçümünden daha büyük olduğuna dair anılan örnekte “Falan beldenin yüzölçümü şu beldenin yüzölçümünden daha fazladır” ifadesinin doğru olduğuna hükmedilebileceği gibi yalan veya yanlış olduğuna da hükmedilebilir. Tabi bu hüküm, ancak söz konusu beldelerin ölçümü yapıldıktan sonra verilebilir. İslâm inancına göre semâların varlığı da aynı şekilde mümkinâttandır. Akla göre semâların ne varlığına ne de yokluğuna dair herhangi bir delil mevcut değildir. Hatta akla göre her iki ihtimal de söz konusu olabilir. Şu hâlde semâların varlığına veya yokluğuna hükmedebilmek için nakli bir delile müracaat etmek gerekir. Kur'ân ve Sünnet nasslarının semâların varlığına delâlet ettiklerini gördüğümüze göre semâların var olduğunu söylememiz gerekmektedir.(bk.Talak,65/12;Fussilet9/12)
··
175 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.