Keşkelerle dolu bir kitap, okuyucuya, kendisini yeteri kadar geliştirmemiş okuyucuya. Özellikle hocamızın bahsettiği 12-25 yaş aralığının gerekliliklerini yeteri kadar yerine getirememiş olanlar için keşkelerle dolu bir kitap olacaktır. Ancak bu keşkeleri nasıl değerlendirdiğiniz önemli aslolan. Şayet “keşke yapsaydım iş işten geçti” derseniz zaten bitmişsiniz demektir ama yok “hiç bir şey için geç değildir, önümdeki süreci bu keşkeleri aklımda tutarak değerlendireceğim” derseniz hala umut var demektir.
İlber hocamız kendisinin de bahsettiği ve çok hoşuma giden “entelektüel, üstüne vazife olmayan işlerle ilgilenen kişidir.” söylemi gibi günümüz Türkiyesinde nadir sayılabilecek entelektüellerdendir. Bir insan üstüne vazife olmayan bu kadar şeyle nasıl derinlemesine ilgilenebilir diye hayret ediyor insan doğrusu. Zaten renkli bir kişiliğe sahip olduğuna kitaplarından aşina olduğumuz hocamızın, bu kitabıyla kişiliğinin renk dağılımının elektromanyetik spektrumunun kızıl ötesi ve mor ötesi renklerinde dışına çıktığına şahit oluyoruz :)
Elimde olsa gençlere zorla dayata dayata bu kitabı okutmak ve çok geç olmadan bir şeyleri başarmalarına
hocamız vasıtasıyla yardımcı olmak isterdim.
İnsan, yeni öğrendiği her bilgiyle ne kadar çok şey bilmediğinin farkına varsa da İlber hocanın bildiklerini öğrenince tamamen cahil olduğunun acı gerçeği sert şekilde yüzüne vuruyor.