Gönderi

İfade özgürlüğü ve önemi
Devletin halkla tümüyle uyuştuğunu ve halkın sesi olduğunu düşündüğü şeyle uyum içinde olduğu durumlar dışında zor kullanmayı asla aklı na getirmediğini varsayalım. Ancak ben halkın, kendi başına ya da devlet aracılığıyla böyle bir zor kullanımına başvurma hakkını yoksuyorum. Bu gücün kendisi gayri- meşrudur. En iyi devletin bunu kullanma hakkı, en kötü devletinkinden fazla değildir. Kamuoyunun isteği doğ rultusunda kullanılması, ona rağmen kullanılması kadar, hatta daha da tehlikelidir. Bir kişi hariç bütün insanlık aynı görüşte olsa, tek bir kişi karşı görüşte olsa, insanlığın o kişiyi susturma hakkı, o kişinin gücü yetse insanlığı susturma hakkından fazla değildir. Bir düşünce, yalnızca sahibi için değer taşıyan kişisel bir mal olsa, bunun tadı- nı çıkarmaktan alıkonma nedeniyle görülen zarar da yal- nızca kişisel olsa, bu zararın az ya da çok sayıda insana verilmiş olması arasında bir fark olurdu. Ama bir düşün- cenin dile getirilmesinin engellenmesine özel olan kötü- lük, bunun tüm insan ırkını yoksun bırakıyor olmasıdır; hem bu kuşağı hem de sonraki kuşakları, hem bu görüşe karşı çıkanları hem de bu görüşü benimseyenleri, özel- likle de onları. Eğer bu doğru bir görüşse, yanlışın yerine doğruyu koyma fırsatından yoksun bırakılmışlar demek- tir, eğer yanlışsa, o zaman da doğru görüşün yanlış olan- la çarpışmasından doğacak daha açık algıdan ve bunun bırakacağı canlı izden olacaklardır, bu iz de neredeyse bir o kadar büyük bir yarardır. Bu iki hipotezin her birinin kendine ait belli bir sa- vunusu vardır, o yüzden de ayrı ayrı ele alınmaları gere- kir Susturmaya çalıştığımız görüşün yanlış bir görüş ol- duğundan hiçbir zaman emin olamayız; olsaydık bile, onu susturmak yine de kötülük olurdu.
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.