Kürtler de muhtemelen asıl kurucu kök olarak anayurdu bu bölge olan, Türklerle aynı kaynaktan gelen yerli bir topluluğa dayanırlar. Romen uluslaşmasına paralel bir süreç izlemişlerdir. Van gölünün güneydoğusuna düşen, İran, Irak ve Türkiye sınırlarının kesiştiği bölge tarih boyunca bu sürecin işleyeceği uygun ortamı sağlamıştır. Burada, kimlik olarak etraftaki büyük etnoslardan hiçbirine ait olmayan topluluklar, kendi aralarından çıkan ve zamanla baskın hale gelen Kürtlük etrafında bir kimlik geliştirmeye başlamışlardır. Bunların dilinin Farsça etkisinde gelişeceği aşikârdır. Ancak kesinlikle bir Fars lehçesi haline gelmemiş, Ural-Altay dillerinde gördüğümüz kimi özellikleri bünyesinde barındıran, özgün bir dil biçimini almıştır. İran'ın Müslüman Araplarca yıkılması, erken bir tarihte İslam'ı kabul eden Kürtler için çoğalmak bakımından rahat bir ortam sağlamış, Anadolu'nun Türklerce fethi ise Kürtlerin aynı zamanda batıya doğru yayılmasını sağlamıştır.