Gönderi

Ben ölüydüm, beni dirilttin:
“Hazreti İsa, Nasıra'ya dönmek istediğinde," diye anlatırdı "Nasıra o kadar değişmiş ki, kentini tanıyamamış. Onun yaşadığı Nasıra ağıtlarla ve gözyaşlarıyla doluymuş; oysa bu yeni kentte kahkahalar ve şarkılar varmış hep. Hazreti İsa kente girdiğinde çiçeklerle yüklü kölelerin beyaz mermerden bir evin mermer basamaklarına doğru koşuşturduğunu görmüş. Hazreti İsa eve girmiş, donuk akik rengi bir salonun dibinde, lal rengi örtülere uzanmış bir adam görmüş; dağınık saçları kırmızı güllerle iç içe, dudakları şaraptan kıpkırmızıymış. Hazreti İsa adama yaklaşmış, omzuna dokunup sormuş: 'Niçin böyle yaşıyorsun?' Adam dönmüş, Hazreti İsa'yı tanımış ve yanıtlamış: 'Ben cüzamlıydım, beni iyileştirdin. Niçin başka türlü yaşayayım?" Hazreti İsa o evden çıkmış. Sokakta, yüzü, elbiseleri boyalı, ayakları incilerle süslü bir kadın görmüş; kadının arkasında, iki renk giysili, gözleri arzuyla dolu bir erkek yürüyormuş, Hazreti İsa adama yaklaşmış, omzuna dokunup sormuş: 'Neden bu kadını izliyor, öyle bakıyorsun ona?' Adam dönmüş, Hazreti İsa'yı tanımış ve yanıtlamış: 'Ben kördüm, gözlerimi açtın. Gözlerimle başka ne yapabilirim ki?' Bunun üzerine Hazreti İsa, kadına yaklaşmış; 'Bu tuttuğun yol günah yoludur, niçin tuttun bu yolu?' diye sormuş. Kadın Hazreti İsa'yı tanımış, gülerek yanıtlamış: "Tuttuğum yol keyifli, üstelik sen bütün günahlarımı affetmiştin.' O zaman Hazreti İsa'nın yüreği kederle dolmuş, bu kentten ayrılmak istemiş. Ama çıkarken, kenti çevreleyen hendeklerin dibinde, oturmuş ağlayan bir delikanlı görmüş. Hazreti İsa ona yaklaşıp kıvırcık saçlarına dokunmuş, 'Dostum, niçin ağlıyorsun?' diye sormuş. Lazar doğrulup bakmış, Hazreti İsa'yı tanımış ve yanıtlamış: 'Ben ölüydüm, beni dirilttin. Yaşamımı başka ne yapayım isterdin?"
·
122 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.