Gönderi

"En çok da hayvanlara kinleniyoruz; dilsizliklerini ellerinden almak, onları sözel hale döndürmek, sözün alçaklığına maruz bırakmak için neler vermezdik! Üzerine düşünülmeyen varoluşun, öylesine varoluşun cazibesi bizlere yasak olduğundan, buna mazhar olup zevkini çıkaranlara tahammül edemiyoruz. Biz masumiyet kaçkınları, masumiyetini koruyan herkese, mutlu mesut miskinliklere, maceramıza kayıtsız, sere serpe yaşayanlara hırsla saldırıyoruz. Peki ya tanrılar, bizde bilinç ile yıkım birbirinden ayırt edilemeyen, onların hem bilinç sahibi olup hem de bundan ötürü acı çekmediklerini görmenin verdiği hiddetle onlara karşı da köpürmüyor muyuz? Tanrıların kudretinin sırrına nüfuz ettiysek de sahip oldukları huzurun sırrına vakıf olamadık. İntikam kaçınılmazdı: Hem bilgiye sahip olup hem de ona içkin olan laneti üzerlerine çekmeleri nasıl affedilebilir? Onlar yok oldu, bizse yine de mutluluk arayışından vazgeçmedik: Mutluluğu tam da bizi ondan uzaklaştıran şeyde, bilgi ile kibirin biraradalığında aradık, hâlâ da aramaya devam ediyoruz."
Sayfa 57
·
110 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.