Gönderi

Suriye ve Filistindeki topraklar farklı bir nedenden dolayı sorundu. İslam geleneği her iki bölgenin, Peygamberin ardından gelen Raşid Halifelerin ikincisi Ömer döneminde Müslümanların eline geçtiğini ve bu nedenle özel bir statüye tabi olduklarını ileri sürer. Ayrıca bu bölge, İslam'ın kutsal üç şehrinden biri olan Kudüs'ü de içine almaktadır. 1516'da Suriye ve Filistin'in fethinden sonra Osmanlı sultanı, kutsal bir toprağın hakimi olarak saygınlık kazandı, ama aynı zamanda tam olarak hangi toprakların kutsal olduğu ve bunun pratikte ne anlama geldiği sorunuyla karşı karşıya kaldı. Bunlar Ebussuûd'un yanıtlamak zorunda olduğu sorulardı: (27) Tüm Arap yerleşim yerleri mi yoksa sadece belirli sınırlar içinde kalan yerler mi Kutsal Topraktır ve Kutsal Toprakla diğerleri arasındaki fark nedir? Cevap: Suriye kesinlikle Kutsal Toprak olarak adlandırılır. Kudüs, Halep ve çevresiyle Şam da buraya dahildir. Bazıları onun sadece Erbehe olduğunu söylerler. Diğer bazıları ise Şam ve Filistindir derler. [D, 851] Kutsal Toprağın özel niteliklerini tanımlayan şey ise Ebussuûd'a göre şunlardır: (28)... Kutsal Toprak özünün saflığı bakımından diğer bölgelerden ayrıldığından Peygamberlerin (salat ve selam onlara olsun) konduğu makamlar olmuşlardır. Burada yapılan ibadetin sevabı bu yüzden daha büyüktür... [D, 852]
Sayfa 208 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.