Gönderi

Insan yazgısı, payına düşene katlanmaktan, sunulan kaseyi sonuna kadar içip bitirmekten başka nedir ki? Kase, göklerin tanrısının insan dudağına bile çok acı gelmişse, neden büyüklük taslayıp benim için tatlı olduğunu söyleyeyim? Tüm varlığımın olmakla olmamak arasında titrediği, geçmişin geleceğin karanlık uçurumunda bir şimşek gibi çaktığı ve etrafımdaki her şey gibi dünyanın benimle birlikte çöktüğü o korkunç anda neden utanayım? Kendi içine hapsolmuş, kendinden yoksun ve önlenemez biçimde uçuruma sürüklenen insanın, ruhunun derinliklerinde boşuna uğraş veren güçlerinin gıcırtılı sesi değil mi duyulan: "Tanrım, Tanrım, Beni neden terk ettin?" Ağzımdan çıkan bu sözden dolayı utanmalı mıyım, gökleri bir tomar gibi dürenin gözünden kaçmayan O andan korkmalı mıyım?
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.