Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

302 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İki Erkek (Doğu ve Batı) Arasında Kadın
Yine bir kadın ve iki farklı erkek arasındaki mücadeleyi okuduğum bir Peyami Safa romanı oldu. Baştan belirtmek isterim ki Safa'nın kadınlar hakkındaki fikirlerine yer yer katılmıyorum. Kadınları erkeklerden düşük konumda değerlendirdiğini romanlarında çoğu zaman görüyoruz. Fakat ortada büyük bir yazarlık yeteneği varken yazarın şahsî görüşlerine odaklanacak değilim. Bununla beraber olay örgülerine de pek odaklanmıyorum, çünkü olay örgüleri gayet itici olabiliyor Safa'nın romanlarında. İki kişi arasında kalan bir kadın? Aldatma? Elbette bunlar güzel konular değil. Beni hayran bırakan şey Safa'nın karakterlerin psikolojisini ustalıkla ele alışı... Peyami Safa;
Fatih Harbiye
Fatih Harbiye
,
Mahşer
Mahşer
ve
Sözde Kızlar
Sözde Kızlar
gibi diğer romanlarında da kadının iki erkek arasındaki, yani aslında Doğu ve Batı arasındaki kararsızlığını gözler önüne seriyor. Yine kadın güçsüz, tereddüt dolu, iki erkekten de vazgeçemeyecek şekilde ihanetçi ama merhametli bir biçimde iki uçta gidip gelen dengesizlikleriyle işlenmiş. Erkeklerin biri Sacid çok şuh, hazcı ve birçok kadınla cinsî münasebette bulunan biri iken (Batı gibi) Müfid sevdiği kadına yani Pervin'e çok bağlı, sadık, hassas, mülayim ve muhafazakâr biridir. Açıkçası iki erkek arasındaki kadın hikâyesini bu romanda da görmek hayal kırıklığına uğrattı beni. Çünkü Peyami Safa'nın bazı romanlarında sıkça tekrara düştüğünü düşünüyorum, keşke başka olay örgüleri ve fikirler bazında romanlar da yazsaymış dedirtti bana. Yine de ben Safa'nın anlatımını, betimlemelerini, karakterlerinin psikolojisini, kendi psikolojik ve felsefi analizlerini aktarışını sevdiğim için elbette severek okudum. Safa'nın romanlarında genel olarak Doğu'yu ve Batı'yı temsil eden birer erkek karakter bulunur. Bunun yanında akılcı, tez ve antitezi birleştirme gayretinde olan, hayata dair analizlerini derinleştirmiş, âdeta romandaki karakterlerin akıl babası ve danışmanı olan, bu vesileyle de (bence) Safa'nın kendi fikir dünyasını aktarma imkânı bulduğu bir karakter de mutlaka vardır. Bu romanda bu karakter Ali'ydi. Fakat Safa'nın bu karakterlerinden en iyisi şüphesiz Yalnızız romanındaki Samim'dir benim için. Bu romanda da Safacı zıt dengelerin bütünleştirilme tezini yer yer görüyoruz. Bu adam merhamet ve şehveti, ihanet ve inayeti aynı kefeye koymaya bayılıyor. Bizim elimize bütün haliyle gerçek bir insanı veriyor: iyiliğiyle ve kötülüğüyle. Çok haklı. İnsanın denge ve vahdet arayışına da vurgu yapıyor. İşte çelişkilerle dolu bir zihni, bu zihindeki zıt düşüncelerin birbiriyle çarpışıp durması, kaygı ve pervasızlığın kadim savaşı, suçluluk ve dürtüsellik arasında yalpalayıp duruşları, güçlü ve zaptedilemez derinlikte duyguları, bu duyguların ruhtan taşıp bedene yansımalarını o kadar iyi aktarıyor ki okurken yazarlığını tekrar tekrar övesim geliyor. Öncelikle Müfid'in hastalığını çok güzel betimliyor, çok iyi tarif ediyor Safa. Bedensel ve zihinsel halleri bu kadar iyi tahlil eden başka yazar tanımıyorum açıkçası, Peyami Safa çok başka. Bir hastanın psikolojisini, rüya ve gerçek arasında gidip gelişlerini o kadar iyi anlatıyor ki... Gerçek bir insan zihninin içine girmişiz gibi sanki, muazzam... Mistisizme yine göz kırpıyor. Gerçek nedir? Rüyayla gerçeğin ayrımından ne kadar eminiz? Bu sorularla baş başa bırakıyor bizi. Bu arada Müfid'e roman boyunca çok acıdım. Çok masum ve hak ettiğini hiçbir zaman alamadığını düşündüğüm bir karakter oldu. Öte yandan Safa'nın bu romanının, belki de diğer romanlarına nazaran sığ ve yetersiz bir olay örgüsünün olduğunu düşünüyorum. Evet, olay örgüsünü önemsemediğimi söylemiştim fakat buradaki olay aslında çok kısa ve basit. Bir kadın kocası Müfid'e bağlanıp Sacid'in ayartıcılığından kurtulacak mı yoksa kocasından boşanıp Sacid'e ve birçok erkekle cinsi münasebette bulunduğu çirkin yaşama mı gidecek meselesi... Ve Müfid'in Pervin'in kendisine ihanet edip etmediğinden emin olamaması üzerinden yaşadığı ruhsal çatışmaları ve gelgitleri okuyoruz. Müfid uzun bir süre Pervin'in masumiyetine inanmak isterken daha sonra olaylar değişiyor. Müfid kaçan, Pervin kovalayan duruma geliyor. Olay örgüsünün bundan ibaret olması bir miktar sıktı ve üzdü beni. Gereğinden uzun yazılmış gibi geldi roman. Buna rağmen Peyami Safa severlerin okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap, çünkü çok güzel analizler var her zamanki gibi. Safa yine karakterlerini çok iyi yaşatmış. Yine psikolojik tahlilleriyle ve fikirleriyle yüzümü gülümsetti. :) *Çok etkileyici yazdığını düşündüğüm birkaç sayfayı not aldım: 183-184 ve 254-255. Velhasıl kitapta daha çok bu iki erkek arasında yani Doğu ve Batı arasında pusulasını nihayet yitiren bir kadının hikâyesini okuyacaksınız. Kitabın baş karakteri aslında Pervin'dir. Bu arada kitabın sonu bence yazarın diğer romanlarına göre daha çarpıcı ve hazindi.
Şimşek
Şimşek
Peyami Safa
Peyami Safa
Şimşek
ŞimşekPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 20221,741 okunma
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.