İki yıl önce DEB teşhisi koyduğum Colin, son yirmi yıldır barmen olarak çalışıyordu, iyi para kazanıyordu, olması gerekenden daha fazla içiyordu ve kardeşleri gibi üniversite diploması olmadığı için kendini azarlıyordu. Asıl ilgisi film yapımcılığıydı. Tedavi yaklaşımımın bir parçası, insanlarla yaratıcı do
ğalarını keşfetmek, onları kişiliğin bu tarafının neden göz ardı edilmiş olabileceğini sorgulamaya teşvik etmektir. Öz saygı,
benliğe saygı anlamına geliyorsa, bireyin en derin yaratıcı dürtüleri onurlandırılmalıdır. Bence DEB'yi iyileştirmenin kendi
kendine ebeveynlik kısmı, kişinin yaratma ihtiyacına dikkat etmeyi içermelidir.
Colin geçenlerde beni görmeye geldi. Vancouver'ın geli
şen film endüstrisinde çalışmaya başladı. Bunu seviyor ve yakında otel işini bırakarak ekonomik güvensizliğe cesur bir şekilde dalacak. "Kendimi kötü hissettiğim tek bir şey var" diyor.
"Ne istediğini bilen tüm bu insanlarla çalışıyorum. Benden 20
yıl öndeler. Yetişmem gereken çok şey var."
"Bu bir eksiklik" dedim onu onaylayarak. "Fakat senin önce kendine yetişmen gerekiyordu."
Herkes seçtiği yaratıcı ifade alanında geçimini sağlayamaz
ama ben her zaman insanları yaratıcı enerjilerinin doğal olarak
akacağı yönü belirlemeye ve ifade etmelerine izin vermeye ça
ğırıyorum. DEB'li birçok yetişkin bu tavsiyeye uymak için yeni
bir şey aramak zorunda değildir; sadece uzun zaman önce bağ
lantılarını kaybettikleri bir şeyle yeniden bağlantı kurmalari gerekiyor.