Dışardan bakınca hayat bizim gördüğümüz toz pembe haliyle yansısada dışarıya gerçeklerin bambaşka yüzü yansır. Gelip geçerken gördüklerin sadece zannettiklerin olabilir içine girmeden bilemezsin. Hayatının ve yanındakilerin kıymetini ya elinden gider ardından baka kalırsın ya da elimde ki uçup gitmesin diye herşeyi yaparsın. Soluksuz okunan heyecan verici bir kitap ile geldim arkadaşlar trendeki kız. İlk başlarda çok akmıyor kimi ve neyi anlatıyor diyorsun ama konu öyle içine alıyor ki sonunu merak ettiriyor. Şaşırtıcı sonu ve merak uyandıran konusu ile polisiye sevenlere mutlaka okuyun derim. Rachel kaybettiği işini kimsye söylemeyip, her sabah işe gidiyor gibi yapıp hergün aynı trene biniyor kütüphaneleri galerileri gezip tekrar eve geri dönüyordu. Çünkü alkol kullandığı için uyarı alan ve bu sebeple ev arkadaşı tarafından başka yere taşınması istendiğini düşünüyordu. Tren camından izlediği eski evi ve onun yakınlarındaki evde olan olay onu izlediği hayatın içine sürükler. Her gün gördüğü mutlu olduğunu düşündüğü Megan bir anda ortadan kaybolunca gelip geçerken gördüğü bazı gerçekleri polise söyler ve herşey birbirine girer. Eski eşi Tom ve onun karısı Anna sarhoş olup onlara karışan Rachel' den bıkmışlardı ve artık korku salan bir hal almıştı. Megan 'ın kaybolduğu gece Rachel ordaydı ve sarhoştu hiçbir şey hatırlamıyordu. O geceyi hatırlamak için herşeyi yapacaktı. Yavaş yürü, ama asla geriye doğru yürüme. Eğilirsen basamak, dik durursan sığınak olursun.

Trendeki KızPaula Hawkins · İthaki Yayınları · 202011,8bin okunma

·

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Seda Işık