Çok dolaştım. Isfahan'dan ayrılırken Nizam'ın adamları peşimdeydi, canımı almak istiyorlardı. Beni gizleyen dostlarımın sayesinde onları Kum'da atlattım. Sonra yeniden yola düşüp Rey'e gittim; orada bir İsmailî bana Mısır'a gidip kendisinin de bir zamanlar devam ettiği dâiler okuluna girmemi öğütledi. Önce Azerbaycan'a uğradım, sonra Şam'a yöneldim. Kahire'ye doğru giden iç yolu takip etmek niyetindeydim, ama Türklerle
Mağribiler Kudüs civarında savaşıyorlardı ve yolumu değiştirip, Beyrut, Sayda, Sur ve Akkâ üzerinden sahil yolunu izlemek zorunda kaldım. Akka'da bir gemide yer buldum. İskenderiye'ye vardığımda yüksek rütbeli bir emir gibi karşılandım, dâilerin başı olan Ebu Davut başkanlığında bir karşılama heyeti beni
bekliyordu.