Gönderi

Bir kuşağın sorunlarını şu veya bu kuşağa yıkmak anlamsız.
Kuşaklar üzerine araştırma yaptığım için "Çocukları neden suçluyorsunuz? Anne babalarının (ya da 'Bebek Patlaması Nesli'nin' ya da 'X Nesli'nin') suçu değil mi bu?" sorusuyla sık karşılaşıyorum. Bu sorular iki yanlış varsayıma dayanıyor: Birincisi, kuşaklar arası her değişimin olumsuz olduğu varsayılıyor; ikincisi, her bir değişimin saptanabilir bir tek nedeni (örneğin, anne babanın yetiştirme şekli) olduğu düşüncesine dayanıyor. İkisi de doğru değil. Kuşaklar arası değişimlerden bazıları olumlu, bazıları olumsuz, birçoğu da ikisi birden. İnsanlarda her şeyi iyi ya da kötü olarak sınıflandırma gibi doğal bir eğilim var, oysa kültürel değişim söz konusu olduğunda gri alanları ve ödünleri görmekte yarar var. Bir kuşaktan diğerine yaşanan değişikliklerin birçoğu olumlu, en azından nötr olduğu için hata ya da suçlama gibi sözcükleri kullanmanın bir anlamı yok. Üstelik, iyi olsun kötü olsun, söz konusu eğilimleri anlamaya çalışmak yerine kimi suçlayacağımızı düşünmekten üretken olamıyoruz. Ayrıca, kültürel değişiklikler bir değil, birden çok nedenden kaynaklanıyor; yalnızca anne babalar değil, teknoloji, medya, iş dünyası ve eğitim bir araya gelerek anne babalarımızın ve büyük anne babalarımızın yaşadığı dünyadan son derece farklı bir kültürü her yönüyle yaratıyor. Bu da ya hiç kimsenin hatası değil ya da herkesin hatası. Kültürler değişir, kuşaklar da kültürlerle birlikte değişir; önemli olan nokta bu. Hangi kuşağın daha kötü (ya da daha iyi) olduğuyla ilgili bir yarışma değil bu; kültür değişti ve hepimiz bunun bir parçasıyız.
Sayfa 36 - 37Kitabı okuyacak
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.