Gönderi

Atman, evreni kaplayan fakat kendisi kaplanmayan şeydir; her şeyin aydınlanmasına neden olan ama her şeyin kendisinin aydınlanmasına neden olamayacağı... Tek Gerçekliğin doğası kişinin kendi berrak ruhsal algısıyla bilinmelidir; o bir pandit (bilge adam) aracılığıyla anlaşılamaz. Benzer bir şekilde Ay’ın şekli ancak kişinin kendi gözleri vasıtasıyla bilinebilir. O nasıl diğerleri üzerinden bilinecektir? Atman’dan başka kim cehaletin, arzuların ve bencilce eylemin bağlarından kurtarılmaya muktedirdir?.. Kişiye ait ruhun kimliğinin evrensel Ruha özdeş olarak algılanması dışında Özgürlük kazanılamaz. Özgürlük ne Yoga (fiziksel eğitim) ne Sankhya (kuramsal felsefe) ne dinî törenlerin uygulanması ne de salt öğrenmeyle kazanılır... Hastalık, ilacın isminin telaffuz edilmesiyle değil, ilacın alınmasıyla iyileştirilir. Kurtuluşa, “Brahman” sözcüğü tekrar edilerek değil, Brahman’ı dolaysızca deneyimleyerek ulaşılır. Atman, kişisel zekânın ve onun faaliyetlerinin Tanığıdır. O, mutlak bilgidir... Bilge kişi, Atman’ın ve Brahman’ın özünün Saf Bilinç olduğunu kavrayan ve onların mutlak kimliklerini anlayandır. Brahman ve Atman’ın kimlikleri yüzlerce kutsal metinde onaylanmıştır. Brahman’da kast, inanç, aile ve silsile yoktur. Brahman’ın ne ismi ne de şekli vardır, Brahman liyakatin ve kabahatin, zamanın, mekânın ve duyularla deneyimlenen nesnelerin ötesindedir. Böyledir Brahman ve “sen O’sun”. Bilincinizin içinde bu hakikat üzerine meditasyon yapın. Brahman yücedir ve ifade gücünün ötesindedir ama yine de saf aydınlanışın gözüyle idrak edilebilir. Saf, mutlak ve ebedi Gerçeklik -böyledir Brahman ve “sen O’sun”. Bilincinizin içinde bu hakikat üzerine meditasyon yapın. Tek olsa da Brahman, çokluğun nedenidir. Başka bir neden yoktur. Ama yine de Brahman nedensellik yasasından bağımsızdır. Böyledir Brahman ve “sen O’sun". Bilincinizin içinde bu hakikat üzerine meditasyon yapın. Brahman’ın hakikati akıl bakımından anlaşılabilir. Ama (bunu böyle anlayanlarda bile) kişisel bağımsızlık isteğinin kökleri derinlere uzanır ve bu istek güçlüdür, zira bu, başlangıçsız zamandan beri vardır. Bu, “Ben eyleyenim, ben deneyimleyen kişiyim” fikrini yaratır. Bu fikir, koşullandırılmış varoluşa, doğuma ve ölüme bağlanmanın nedenidir. Bu bağdan, ancak sürekli Brahman’la birlik içinde yaşamak doğrultusunda samimi bir çabayla kurtulmak mümkündür. Bilgeler tarafından, bu fikrin ve kişisel farklılık arzusunun yok olması Özgürleşme olarak adlandırılır. Kendimizi bedenimizle, duyularımızla ya da Atman olmayan herhangi başka bir şeyle özdeşleştirmemizin nedeni cehalettir. Kendini Atman’a adayarak bu cehaletin üstesinden gelen kişi bilge bir kişidir. Bir kişi maddi dünyanın yolunu ya da tenin yolunu izlediğinde, ya da geleneğin yolunu takip ettiğinde (yani, dini törenlere ve kutsal kitaplarda yazılanlara bunlar doğası itibariyle kutsalmışçasına inandığında), Gerçekliğin bilgisi onda uyanamaz. Bilge kişiler der ki bu üç yönlü yol, bu dünyanın hapishanesinden kurtulmaya çalışanlann ayaklarını bağlayan demir bir zincir gibidir. Kendini bu zincirden kurtaran Kurtuluşu elde eder. Shankara
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.