Füruzan, seni tanımak için ölmen gerekmiyordu elbette ama sıra henüz gelmemişti diyelim. Duymamıştık adını Türk Edebiyatı derslerinde, ya da ben unutmuşum bilmiyorum. Servet-i Fünun’un ılık ikliminden sonra milli mücadelenin top tüfek seslerinin yankılandığı 20.yy Türk Edebiyatı ile barışamamıştım pek. Bir
Ölmeye Yatmak’ı ile hatırlıyorum, o da üniversite sınavında yanlış cevapladığım için. Şimdi kayıp zamanı telafi etme zamanı. Kıtalar arası gümüş iplikler uzatıp, seni çağdaşın olan kadın yazarlara bağlama zamanı. Fransa’ya uzanıp
Elena Ferrante ile seni aynı masaya oturtma zamanı. Bakalım benim Anadolu’mun kadın yazarı neler hissetmiş, kalbinde hangi okyanusun derinliğini taşımış.
Başlıyoruz 🚀