Gönderi

261 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ne zaman bir kitaba başlasam önce isminden yola çıkarak bir hikaye oluşur kafamda. Bu kez  maalesef hiçbir hikaye oluşturamadım. Sineklerin Tanrısı Nobel Edebiyat Ödülüne sahip olmakla birlikte beyaz perdeye de uyarlanmış. Yazarın ne Sineklerin Tanrısından önce yazdığı şiir kitabı ne de sonra yazdığı diğer kitapları bu kitap kadar rağbet görmemiş. Hatta bu kitabı pek çok yayınevi basmaya değer görmese de yazar bu kitabıyla ün kazanmış.. Hikayenin gerilimli akışı arasında sanırım beklenmeyen bir diyalogun boşluğuyla bayağı kahkaha attım. Sizi de güldürecek benzer birkaç diyalog daha var kitapta. Kitabın 180. sayfasında yaşanan bir olayda çocuklar çok korkar ve aralarında şöyle bir konuşma geçer: Domuzcuk: az kalsın astım oluyordum, çok korktum. Ralph: yuh senin astımına… :) ****** SPOİLER İÇERİR****** Gelelim kitabın konusuna. Kitap, farklı yaş gruplarındaki İngiliz çocuklarını taşıyan bir uçağın düşmesi sonucu adada yaşanan olayları anlatmaktadır. Kitabın başında cennet olan bu ada sonlara doğru yangın yerine dönecektir. Uçağın düşmesinden sonra adada ilk karşılaşan Domuzcuk ve Ralph olur. Domuzcuk; şişman ve gözlüklü olmasının yanı sıra astımı sebebiyle bu ad ile anılmaktadır. Bu özelliklerinin yanı sıra adadaki çocukların en zekisidir ve ilerleyen zamanlarda yaşanan olaylar karşısında umut ve direnme gücünün de simgesi olacaktır. Ancak  giderek artan vahşilik sonucunda adadan kurtulanlar arasında yer alamayacaktır. Ralph ilk başta Domuzcuk’u önemsemez hatta arkadaş bile olmak istemez. Ancak sonrasında birlikte bir deniz kabuğu bulur ve onu üfleyerek diğer çocukları bir araya toplarlar. Çocuklar deniz kabuğu Ralph’in elinde olduğu için seçimsiz onu şef kabul eder. Bu seçimden tek memnun olmayan kişi Jack olacaktır. Ancak Jack bu memnuniyetsizliğini ilk başta dışa vurmaz. Çocuklar, adada kaldıkları sürece ve adadan kurtulmak için yapılacaklar konusunda anlaşırlar. Barınaklar yapılır, haberleşmeyi sağlamak için ateş yakılır. İşte adaya ilk zarar bu ateş ile başlar. Çünkü ateş kontrol altına alınamaz ve adada yangın çıkar. Bu yangında çocuklardan bazıları da hayatını kaybeder. Çocuklar ilk başta adayı eğlenceli bulur ve gayet güzel anlaşırken, sonrasında bir hırs mücadelesi alır  gider başını.  Jack güçlenmeye başladıkça Ralph’in önderliğini yok sayar. Zamanla Jack’in hırsı ve av tutkusu adadaki çocukları ikiye böler ve Jack kendi kabilesini kurar. Jack’in kabilesini oluşturan çocuklar yüzlerini farklı toprak renklerine boyar. Böylece yarattıkları maske ile esiri oldukları yasaklardan kurtulabilecek ve korkularına galip gelebileceklerdir. Jack avlandıkça daha zalim olur ve vahşiliği artar. Gittikçe adadaki doğal ortama da zarar vermeye başlarlar. Adada tüm bunlar yaşanırken bir de çocukların canavar korkusu baş gösterecektir. Canavar korkusuna inanmayan tek kişi Simon’dur. Simon sürekli sara nöbeti geçirdiği için diğer çocuklar tarafından alay konusu olur. Simon bu kitabın tamamen iyimser karakteridir. “Bizden başka canavar yok” diyerek çocukların zamanla nasıl canavarlaşacağını göstermiştir aslında bize. Ve bir gece çıkan fırtına anında çocukların büyüyen canavar korkusu Simon’u da hayatta kalamayanlar arasına katacaktır. Çünkü çocuklar onu canavar sanarak acımasızca öldürecektir. Jack’in hırsı, öfkesi öylesine büyüyecektir ki kendi kabilesine katılmayan hiç kimseye yaşama hakkı tanımayacaktır. İşte bu sebeple ötekilerden hayatta kalan Ralph’i öldürmek için her şeyi deneyecektir. Ralph'in saklandığı yeri ateşe vermek isterken, ikinci yangında bu şekilde ortaya çıkacak ve geleceğin umudu çocuklar bir kez daha adayı yangın yerine çevirecektir. Ada bu haldeyken bile Jack hırsına yenilecek ve Ralph’i öldürmek gibi hastalıklı bir tutkuyla yanıp tutuşacaktır. Adada bunlar yaşanırken ada dışında da bir savaş olduğundan bahsedilmektedir ve en son Ralph, Jack ve kabilesinin vahşetinden kurtulmaya çalışırken onları kurtarmaya gelen bir subayla karşılaşır ve hikaye en azından Ralph için  mutlu biter. Simon’un da dediği gibi “belki de bizden başka canavar yok…” Keyifli okumalar…
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081,3bin okunma
·
5 görüntüleme
Ebru Ince okurunun profil resmi
Golding in asıl cevheri "Serbest düşüş "tür mutlaka okuyun derim naçizane ..
1yolaciktik okurunun profil resmi
Ben de ekledim listeme Teşekkürler ;-)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Bu kitabın filmi çok iyidir. İnsanın ,ya da burada olduğu gibi çocukların, içindeki şiddetin zorlu şartlar altında ortaya çıkmasını çok etkili anlatır. Saramago'nun Körlük romanında da benzer bölümler vardır.
Rodion Romanoviç okurunun profil resmi
Filmlerle Sosyoloji kitabında ilgili filmin makalesi vardı. Deniz kabuğunun demokrasiyi simgelemesi gibi birçok şeyin aslında bir sembol olduğunu öğrenince kitaba daha farklı bir gözle bakmıştım. Filmini de izlerken sadece "baktığımız" sahneleri kitap "görmemizi" sağlıyor İlginizi çekecek olursa okuyun derim
1yolaciktik okurunun profil resmi
Hem filmi hem de bahsettiğiniz kitapları listeme ekledim. Teşekkürler arkadaşlar bilgi paylaşımınız için ;-)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Teşekkürler, ekliyorum listeme.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.