Gönderi

“Senin zırvalarına ayıracak zamanım yok. Yarın dailerin huzurunda yargılanacaksın. Çarptırılacağın cezayı da zaten biliyorsun. Bir daha benimle konuşamayacaksın. Annene ne söylememi istersin?” “Bana böyle bir baba seçtiği için ona teşekkür ettiğimi söyle. Bir hayvan bile yavrusuna daha iyi davranırdı.” “Çünkü bir hayvan da ondan. Ama insanların zekaları, uymak zorunda oldukları kanunları vardır. Söylemek istediğin başka bir şey var mı?” “Sana ne söylenebilir ki? Nasıl olur da tek oğlunun öldürülmesine rıza gösterirsin? Vârisin kim olacak?” Hasan yüksek sesle güldü. “Sen mi benim vârisim olacaktın? Tamamıyla mantık ve zeka üzerine kurulu bu teşkilatı yönetebileceğine gerçekten inanıyor olamazsın. Eşeklere yular takmaktan başka ne bilirsin sen? Kartalların hükümdarlıklarını buzağılara bıraktıkları görülmüş şey midir? Bu yüzden mi istediğin her şeyi yapabileceğini düşündün yoksa?” Hüseyin ona bakışlarıyla parçalamak istercesine büyük bir öfkeyle bakıyordu. “Köpekten köpek, sığırdan buzağı olur. Hık demiş babasının burnundan düşmüş demezler mi?” “O laf gerçekse bu durumda sen benim oğlum olamazsın.” “Bu sözlerinle anneme hakaret ettiğinin farkında mısın?” “Alakası yok. Sadece senin iddianın köpekler ve sığırlar için doğru ama insanlar için yanlış olduğunu ifade etmek istedim. Yoksa babaların zekaları ve cesaretleriyle kurdukları krallıklar evlatlarının aptallıkları ve yetersizlikleri yüzünden çökmezlerdi.” “Doğru. Lâkin dünyada kendi kanından canından bir oğlu varken tahtını bir yabancıya terk eden bir sultan görülmüş müdür?” “Bu anlamda da ilk olmak niyetindeyim doğrusu.
19. BölümKitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.